20Biz Davud'un mülkünü de kuvvetli kılmıştık. Ona, meseleleri ayırdetme kabiliyeti vermiştik. Âyet-i kerime’de, Allahü teâlânın, Hazret-i Davud'un mülkünü kuvvetli kıldığı zikredilmektedir. Süddî "Bu kuvvetten maksut, Hazret-i Davud'un ordusunun kalabalık olmasıdır. Öyle ki gece gündüz kendisini dört bin asker beklemekteydi." demiştir. Abdullah b. Abbas ise Hazret-i Davud'a verilen bu kuvvetten maksadın onun belli bir mesele hakkında venniş olduğu hükümden dolayı insanlar üzerindeki saygınlığı olduğunu söylemiştir. Taberi ise âyet-i kerime’nin, Allahü teâlânın Hazret-i Davud'u genel manada her yönüyle güçlendirdiğini zikrettiğini, bunun şeklinin ordu gücüyle veya insanlar üzerinde elde edilen saygınlıkta meydana geldiğine dair herhangi bir şey söylemediğini bu itibarla âyetin genel manasına bağlı kalmanın daha uygun olacağını söylemiş ve bu güçlülüğün adı geçen sebeplerden herhangi biri olabileceği gibi her ikisinin de bunlardan başka herhangi bir şeyin olabileceğini zikretmiştir. Âyet-i kerime’de Allahü teâlânın Hazret-i Davud'a hikmet verdiği zikredilmektedir. Süddi bu hikmetten makadın, peygamberlik olduğunu, Katade bundan maksadın sünnet olduğunu söylemiştir. Mücahid ise bu hikmetten maksadın, anlayışlı olmak, akilli olmak, adaletli davranmak, doğruyu bulmak olduğunu izah etmiştir. Âyet-i kerime’de Hazret-i Davud'a "Meseleleri ayırdetme kabiliyetinin" verildiği zikredilmektedir. Abdullah b. Abbas, Mücahid, Süddi ve İbn-i Zeyd, Hazret-i Davud'a verilen bu özellikten maksadın, onun verdiği kararlarda isabetli olması ve hakkı batıldan ayırdedecek bir anlayışa sahibolması olduğunu söylemişlerdir. Kadi Şüreyh, Şa'bî ve Katade'ye göre ise Hazret-i Davud'a verilen kabiliyetten maksat, onun, davacıdan delil getirmesini davalıdan da yemin etmesini istemesidir. Şa'bî'den nakledilen diğer bir görüşe göre ise Hazret-i Davud'a verilen "Meseleleri ayırdetme kabiliyetinden maksat, Hazret-i Davud'un konuşmaya başlarken, girişten sonra "Meseleye gelince" anlamına gelen "Emmâ Ba'd" ifadesini kullanmasıdır. Taberi, âyet-i kerime’nin umumi ifadesine uygun olarak Hazret-i Davud'a, hüküm vermede, tartışmada ve konuşmada, meseleleri birbirinden ayırdetme ve kesin neticeye bağlama kabiliyeti verildiğini söylemenin daha doğru olacağım izah etmektedir. |
﴾ 20 ﴿