16

Bunun üzerine biz de, dünya hayatında perişan edici azabı tattırmak için o uğursuz günlerde üzerlerine uğultulu soğuk bir rüzgar gönderdik. Âhiret azabı ise daha fazla perişan edicidir. O gün onlar hiç yardım da görmeyeceklerdir.

Âd kavmi, yeryüzünde, rableri kendilerine izin vermediği halde böbürlendiler, büyüklük tasladılar ve "Bizden daha güçlü ve kuvvetli kim var?" dediler. Bunlar, kendilerini yaratan ve kendilerine güç ve kuvvet veren Allah'ın kendilerinden daha güçlü ve kuvvetli olduğunu görmediler. Bu itibarla onun azabından korkup yaptıkları kötülüklerden vazgeçmediler. Onlar, bizim kendilerine gönderdiğimiz çeşitli delil ve mucizeleri inkâr ettiler. Bu sebeple biz de onların üzerine, birbirlerini takibeden o uğursuz ve dehşetli günlerde, uğultu çıkaran dehşetli rüzgarları gönderdik ki onlar daha dünya hayatmdayken, kendilerini rezil eden azabı onlara tattıralım. Bizim onlara, âhirette vereceğimiz azap ise onları daha fazla rezil ve rüsvay edecektir. Onlar, kıyamet gününde kendilerini bu durumdan kurtaracak herhangi bir yardımcı da bulamayacaklardır.

Allahü teâlâ, bu kavmi nasıl helak ettiğini başka âyetlerde de şöyle açıklamaktadır: "Âd kavmi ise, uğultu çıkaran, herşeyi kasıp kavuran ve şiddetli esen bir rüzgarla yok edildi." "Allah onların köklerini kazımak için o kasırgayı yedi gece sekiz gün aralıksız estirdi. Eğer orada olsaydın onların, kökünden sökülmüş kof hurma kütükleri gibi yere serildiklerini görürdün." "Sen onlardan hiç kurtulup kalanı gördün mü?"

16 ﴿