12Ey Rasûlüm, göğün, insanları çepeçevre saran apaçık bir duınan çıkaracağı günü bekle. Bu can yakıcı ağır bir azaptır. İnsanlar: "Ey rabbimiz, bizden azabı kaldır. Şüphesiz biz mü’minleriz." derler. Âyet-i kerime’de zikredilen bu dumanın ne zaman çıktığı veya çıkacağı ve bu dumanın nasıl bir şey olduğu hakkında iki görüş zikredilmektedir. Abdullah b. Mes'ud, Mücahid ve Dehhak'tan nakledilen birinci görüşe göre bu duman, Resûlüllah'in, imana davetine rağmen iman etmemekte direnen Kureyşliler aleyhine beddua etmesi üzerine kıtlığa düşmelerinde, yeryüzünden göğe doğru yükselen manevi bir dumandır. Bu hususta Abdullah b. Mes'ud diyor ki: "Resûlüllah, Kureyşlilerin, kendisine karşı isyan edip direttiklerini görünce onların aleyhine, Yusufun kıtlık yıllan gibi senelerin onların da başına gelmesi için beddua etti. Bunun üzerine onlara kıtlık ve sıkıntı isabet etti. Öyle ki kemikleri yemeye başladılar. Kişi göğe doğru bakıyor, sıkıntıdan dolayı yerle gök arasını duman kaplamış gibi görüyordu. Bunun üzerine Allahü teâlâ: "Ey Rasûlüm, göğün, insanları çepeçevre saran apaçık duman çıkaracağı günü bekle. Bu, can yakıcı ağır bir azaptır." âyet-i kerimesini indirdi. Bunun üzerine inananlar, Resûlüllah’a gelip "Ey Allah'ın Resulü, sen, Allah’tan, Mudar kabilesi için yağmur yardırmasını dile. Zira onlar helak oldular." dediler. Resûlüllah "Mudar için mi? Şüpesiz ki sen çok cür'etlisin." dedi. Sonra yağmur diledi onlara yağmur yağdı. Bunun üzerine "Şüphesiz biz (dünyada) az bir müddet de olsa sizden azabı kaldıracağız. Fakat sonunda yine İnkârcılığınıza döneceksiniz. Duh;ın Sûresi, âyet: 15 âyeti nazil oldu. Müşriklere refah gelince onlar, eski hallerine döndüler. Bunun üzerine de Allahü teâlâ "Büyük bir kuvvetle kıskıvrak yakaladığımız gün, onlara mutlaka layık oldukları cezayı vereceğiz. Duhan Sûresi, âyet: 16 âyetini indirdi. Abdullah b. Mus'ud diyor ki: "Âyette geçen 'Kıskıvrak yakalandıkları gün." Bedir günüdür. Buhari, K.Tefsir el-Kur'an Sûre: 44, bab: 2 / Müslim, K.el-Münafikîn, bab: 7, Hadis no: 2798 Abdullah b. Ömer, Abdullah b. Abbas, Hasan-ı Basrî, ebu Said el-Hudrî, Huzeyfe b. el-Yeman ve Ebû Mâlik el-Eş'arî'ye göre âyette zikredilen duman, kıyamete yakın bir zamanda gerçekleşecek olan bir kıyamet alametidir. Bu duman, kâfirleri sarhoş edecek, mü’minlere ise sadece bir nezle şeklinde dokunacaktır. Huzeyfe b. Esid el-Ğifarî diyor ki: "Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bize baktı. Biz, kendi aramızda müzakere ediyorduk. Resûlüllah "Neyi müzakere ediyorsunuz?" diye sordu. Biz "Kıyameti anlatıyoruz." dedik. Resûlüllah "Siz on alâmeti görmeden kıyamet kopmayacaktır." buyurdu ve dumanı, Deccalı, Dâbbetül Arz'i, güneşin batıdan doğmasını, Meryemoğlu İsa'nın inmesini, Ye'cüc Me'cücü, güneşin üç kere tutulmasını (Doğuda, batıda ve Arap yarımadasında) ve bunların sonuncusu olarak ta Yemen'den çıkacak olan ve insanları mahşere doğru sürecek bir ateşin çıkacağını zikretti." Müslim K.el-Fiten, bab: 39-40, Hadis no: 2901. Taberî bu görüşlerden birincisini tercih etmiş, burada zekredilen dumanın, Resûlüllah döneminde müşriklerin, kıtlık ve sıkıntıdan dolayı hissettikleri bir duman olduğunu söylemiştir. Ancak, kıyamet alameti olan dumanın, burada zikredilen dumandan başka bir duman olabileceğini de zikretmektedir. |
﴾ 12 ﴿