14

Ey Rasûlüm, iman edenlere söyle. Allah'ın ceza günlerinin geleceğini ummayanları bağışlasınlar ki, Allah her kavmi kazandığı ile cezalandırsın.

Ey Rasûlüm, Allah’a inanan ve sana tabi olan mü’minlere de ki: "Kendilerine, Allah'ın cezalandırma günlerinden korkmayan kâfirler herhangi bir zarar verdiklerinde ve bir kötülük yaptıklarında onlara aldırış etmesinler ki Allah âhirette, her kavme, yaptığının karşılığını vermiş olsun. Onların eziyetlerine tahammül eden mü’minleri mükafaatlandırsm. Eziyet eden kâfirleri ise layık oldukları azaba uğratsın.

Bu âyet-i kerime, İslamın ilk dönemlerinde nazil olmuş ve müslümanların zayıf oldukları zamanlarda müşriklere karşılık vermemelerini emretmiştir. Daha sonra İslam güçlenince, mü’minlerin onlara karşı cihad etmeleri ve onlarla savaşmaları emredilmiş böylece bu Âyetin hükmü neshedilmiştir.

Abdullah b. Abbas bu âyeti izah ederken şöyle demiştir: "Müşrikler, Resûlüllah’a eziyet ettiklerinde onların eziyetlerine aldırış etmiyordu. Müşrikler onu alaya alıyor ve onu yalanlıyorlardı. Bunun üzerine Allahü teâlâ: "Ey mü’minler, müşrikler sizinle nasıl topluca savaşıyorlarsa siz de onlarla topluca savaşın. Tevbe Sûresi, âyet: 36

emrini gönderdi ve böylece bu âyet neshedilen âyetlerden oldu.

Katade ise bu âyetin, adı geçen Tevbe suresinin otuz altıncı âyetiyle ve Enfal suresinin: "Eğer savaşta onları yakalarsan arkalarındakileri dağıtacak bir şekilde cezalandır. Belki ibret alırlar. Enfal Sûresi, âyet: 57âyetiyle neshedildiğini söylemiş, Dehhak bu âyetin, Tevbe suresinde, müşriklerle savaşmayı emreden âyetle neshedildiğini, Ebû Salih ise yine bu âyetin, Hacc suresinin: "Kendileriyle savaşılan mü’minlere, zulmedildikleri için cihad etme izni verildi. Şüphesiz ki Allah, onlara yardım etmeye elbette kadirdir. Hacc Sûresi, âyet: 39 âyetiyle neshedildiğini söylemiştir. İbn-i Zeyd de bu âyetin, cihadın farz olduğunu belirten âyetlerle neshedildiğini söylemiştir. Enfal Sûresi, âyet: 57

14 ﴿