18

Fakat o kimse ki, anne ve babasına: "Öf size, benden önce birçok nesiller gelip geçti (Hiçbiri dirilmedi) Şimdi bana tekrar dirilip kabirden çıkacağımı mı vaadediyorsunuz?" der. Anne ve babası ise Allah’tan ona yardım dilerler: "Yazık sana, iman et. Allah'ın, tekrar dirilme hususundaki vaadi mutlaka gerçekleşecektir." derler. O da: "Bu söyledikleriniz eskilerin masallarından başka bir şey değildir." der. Evet, işte böyle olanlar, kendilerinden önce gelmiş geçmiş insan ve cinden ümmetlerle beraber azabı hak eden kimselerdir. Şüphesiz onlar, hüsrana uğrayanlardır.

Kendisini, iman etmeye, öldükten sonra dirilip hesaba çekileceğini kabul etmeye davet eden baba ve annesine karşı, bezginliğini ifade ederek: "Öf size, öldükten sonra tekrar dirileceğimi mi bana vaadediyorsunuz'? Halbuki benden önce nice ümmetler gelip geçti. Onlar tekrar dirilmediler." diyen kişiye babası ve annesi, Allah’tan yardım ve inÂyet dilerler ve İslamı kabul etmesini isterler ve ona derler ki: "Vay senin haline, Allah’a iman et. Şüphesiz ki Allah'ın, öldükten sonra insanları diriltme vaadi haktır." Baba ve annesini dinlemeyen bu isyankâr kişi ise şöyle der: "Sizin bu söyledikleriniz geçmişlerin efsanelerinden başka bir şey değildir. "İşte böyle insanlar için Allah'ın azap sözü hak olmuştur. Bu insanlar, kendilerinden önce geçen cin ve iasanlardan meydana gelen kâfir ümmetlerle birlikte Allah'ın azabını tadacaklardır. Şüphesiz ki onlar, hüsrana uğrayanlardır.

Hasan-ı Basrî, bu âyette zikredilen kişiden maksadın. Öldükten sonra dirilmeyi yalanlayan, anne ve babasına kötülük eden, günah işleyen her kâfir kişi olduğunu söylemektedir.

Bu âyet-i kerime’nin, Hazret-i Ebubekir'in oğlu Abdurrahman'ın hakkında, müslüman olmadan önce nazil olduğunu söyleyenler olmuşsa da Hazret-i Âişe bunun doğru olmadığını söylemiştir.

Yusuf b. Mâhek diyor ki;

"Muaviye, Mervan b. Hakemi Hicaz'a vali tayin etmişti. Mervan bir hutbe okudu ve hutbesinde Muaviye'nin oğlu Yezid hakkında konuştu. Babası Mu-aviye'den sonra halife olarak Yezid'e biat edilmesini telkin ediyordu. Bunun üzerine Hazret-i Ebibekir'in oğlu Abdurrahman, Mervan'ın bu sözlerine karşı çıktı ve ona birşeyler söyledi. Bunun üzerine Mervan: "Onu yakalayın." dedi. Abdurrahman Hazret-i Âişe'nin evine sığındı. Onu oradan çıkarmaya güçleri yetmedi. Bunun üzerine Mervan şöyle dedi: "Allah, bunun hakkında "Fakat o kimse ki anne ve babasına "Öf size, benden önce birçok nesiller gelip geçti (hiçbiri dirilmedi) şimdi bana, tekrar dirilip kabirden çıkacağımı mı vaadediyorsünuz?" âyetini indirdi. Hazret-i Âişe, perdenin arkasından şu cevabı verdi: "Allah, Kur'anda benim suçsuz olduğumu bildiren âyetlerden başka, bizim hukkımzıda birşey indirmemiştir. Buhari, K.Tefsir el-Kur'an, Sûre: 46, bab: 1

18 ﴿