20Kâfirler, cehennem ateşine arzedildikleri gün, onlara şöyle denilecektir: "Sizler dünya hayatında bütün güzel şeylerinizi harcayıp bitirdiniz ve onlarla zevk ve sefa içinde yaşadınız. Ama bugün, yeryüzünde haksız yere büyüklük taslamanızın ve yoldan çıkmanızın karşılığı olarak hor ve hakir kılan azabı tadın." Allahü teâlâ bu âyet-i kerime’de, dünyada iken zevk-ü sefa içerisinde yaşayan, hakka boyun eğmeyi gururlarına yediremeyen ve fısk-u fücura düşen insanların, âhirette bu tür nimetlerden paylan olmayacağını ve kendilerini hor ve hakir kılan cehennem azabına sürükleneceklerini beyan etmektedir. Halife Hazret-i Ömer (radıyallahü anh) bir gün Şam'a gitmiş ve orada kendisine daha önce hiç görmediği bir yemek ikram etmişler. Bunun üzerine Hazret-i Ömer: "Bize böyle bir yemek ikram ediliyor. Bizden önce arpa ekmeği ile bile karınlarını doyuramadan ölen fakir müslümanlara ne verildi?" diye sordu." Halid b. Velid de: "Onlara cennet verildi." diye cevap verdi. Bunun üzerine Hazret-i Ömer'in gözleri doldu ve şöye'dedi: "Yemin olsun ki, bizim payımız gelip geçici nimetler ise, onlar da cenneti kazanmışlarsa onlarla bizim aramazida çok büyük faiklar vardır." Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bir gün fakir müslümanların bir arada bulunduktan ashab-ı Suffe'nin yanına vardı. Onların, elbiselerini, yama bulamadıkları için postlarla yamadıklarını gördü ve onlara "Siz bu gün mü daha iyisiniz yoksa sabahleyin bir elbise öğleden sonra başka bir elbise giyeceğiniz ve bir yemekte bir kap, öteki yemekte başka bir kapla yemek yediğiniz ve evlerinize, Kabe'ye perde asıldığı gibi perde asıldığı gün mü daha iyi olacaksınız?" diye sordu. Ashab-ı Sufle: "Biz o gün daha iyi oluruz." dediler. Resûlüllah da buyurdu ki: "Bilakis siz, bugün daha iyisiniz." İbn-i Zeyd, bu âyet-i kerime’yi okuduktan sonra şu âyetleri okumuş: "Kim dünya hayatını ve onun ziynetlerini isterse, biz onlara dünyada yaptıklarının tam karşılığım veririz. Onların orada bir şeyleri de eksiltilmez. Hud Sûresi, âyet: 15 "Kim, âhiret menfaatini isterse, onun mükafaatını artırırız. Kim de dünya menfaatini isterse ona dünyada istediğinin bir kısmını veririz. Âhirette ise, hiçbir nasibi yoktur. Şura Sûresi, âyet: 20 Kim, geçici dünya hayatını isterse, bunlardan istediğimize dilediğimiz kadar veririz. Sonra da ona cehennemi hazırlarız. Oraya perişan bir halde, Allah'ın rahmetinden kovulmuş olarak girer. İsra Sûresi, Âyet: 18 ve şöyleder: "İşte dünya hayatındayken bütün güzel şeylerini harcayıp bitirenler bunlardır. |
﴾ 20 ﴿