25

Onlar, o azabın bir bulut şeklinde vadilerine doğru yayıldığını görünce: "Bu bize yağmur yağdıracak bir buluttur." dediler. Bunun üzerine Hud, onlara şöyle dedi: "Hayır, o, hemen inmesini istediğiniz şeydir. O, bir rüzgardır. Onun içinde, rabbinin emriyle herşeyi yerle bir edecek can yakıcı bir azap vardır." Bunun üzerine bir anda onlar o hale geldiler ki, evlerinden başka hiçbir şey görülmez oldu. İşte biz, suçlu kavmi böyle cezalandırırız.

Âllah teala, Âd kavmini helak etmek için yaşamış oldukları vadinin üzerine azabını bulut şeklinde göndermiştir. Bunu gören Âd kavmi, kurak bir mevsim yaşadıkları için "Bu bize yağmur yağdıracak birbulultur." demişler ve kendi kendilerine sevinmişlerdir. Hud (aleyhisselam) ise onlara "Bu, sizin acele olarak istediğiniz azaptır. Bu, içinde can yakıcı azap taşıyan bir fırtınadır." dedi. Bu fırtına, rabbinin emriyle herşeyi harap etmektedir. Böylece Hud kavmi tamamen helak olup gitti. Evlerinden başka ortada hiçbir şey kalmadı. Evet, Allah, zalim kavmi işte böyle cezalandırır.

Resûlüllah'ın zevcesi Hazret-i Âişe (radıyallahü anhâ) diyor ki:

"Ben, Resûlüllah’ın, küçük dili görünecek şekilde güldüğünü asla görmedim. O, sadece gülümserdi. Bir bulut veya bir rüzgar göründüğünde, yüzünden üzgün olduğu anlaşılırdı. Dedim ki: "Ey Allah'ın Resulü, insanlar bulutu gördükleri zaman ondan yağmur yağacak ümidiyle seviniyorlar. Fakat bakıyorum ki sen, onu gördüğün zaman, yüzünden onu hoşlcarşılamadığın anlaşılıyor." Dedi ki: "Ey Âişe, o bulutun içinde bir azap olmadığına ben nasıl emin olayım? Bir kavme rüzgarla azp edilmiştir. Bir kavim de azabı görünce, "İşte bu, bize yağmur yağdıracak bir buluttur." demiştir. Buhari, K.Tefsiri el-Kur’an, Sûre: 46, bab: 2

25 ﴿