19

Şüphesiz Allah, o ağacın altında sana biat ederken mü’minlerden razı oldu. Kalblerinde olanı bildi ve onlara huzur ve sükunet bahşetti. Onları yakın bir fethi ve elde edecekleri birçok ganimetlerle mükafaatlandırdı. Allah herşeye galiptir, hüküm ve hikmet sahibidir.

Ey Rasûlüm, Allah, Hudeybiye sulhünden önce, ağacm altında Ku-reyşle savaşacaklarına, seni bırakıp kaçmayacaklarına dair sana biat eden mü’minlerden, sana biat ettikleri sırada razı oldu. Allah, onların kalblerindeki samimiyeti ve vefakarlığı ve sabn bildi. Onlara sükunet ve vakar bahşetti. Dinlerinde sabit kaldılar. Haktan ayrılmadılar. Yine Allah onlara, Mekke'nin fethinden önce Hayber'in fethini, mükafaat olarak nasibetti. Onlara, Hayber'den ve ondan sonraki fetihlerden alacakları birçok ganimetleri lütfetti. Allah, düşmanlarından intikam almakta herşeye galiptir. Yaratıklarını sevk ve idare etmekte hüküm ve hikmet sahibidir.

Âyet-i kerime, Hudeybiye sulhünden önce, Resûlüllah’ın, sahabilerden Kureyş'e karşı savaşacaklarına dair almış olduğu "Rıdvan bey'atım" beyan etmektedir.

İbn-i İshak bu biata sebep olarak şunları zikretmiştir:

Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Kureyş'in ileri gelenlerine, kendisinin Mekke'ye gidiş sebebini bildirmesi için Hazret-i Ömer'i çağırmış ve onu elçi olarak göndermek istemiştir. Hazret-i Ömer ise "Ben Kureyşlilerden çekmiyorum. Zira Mekke'de beni Kureyş'e karşı koruyacak kabilem Adiy oğullarından kimse bulunmamaktadır. Ku-reyşliler, benim kendilerine karşı olan düşmanlığımı ve sertliğimi çok iyi bilmektedirler. Falcat istersen ben sana, Kureyşlilerin benden daha fazla takdir ettikleri birisini göstereyim. Bu, Osman b. Affan'dır. Sen onu Ebû Süfyan'a ve Kureyş'in diğer ileri gelenlerine gönder. O senin, savaş için gelmediğini, Kabe'nin kutsallığını takdir ederek onu ziyarete geldiğini söylesin." dedi. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Hazret-i Osman'ı gönderdi. Hazret-i Osman Mekke'ye vardı. Eban b. Said ile görüştü. Eban kendi bineğinden inip onu bindirdi ve kendisi de bindi. Resûlüllah’ın mektubunu tebliğ edinceye kadar Osman'ı himayesine aldı. Osman (radıyallahü anh) Ebû Süfyan ve Kureyş'in ileri gelenleriyle görüştü ve onlara, Resûlüllah’ın isteklerini bildirdi. Hazret-i Osman Resûlüllah’ın mektubunu bitirince Kureyşliler ona: "Eğer Kâbeyi tavaf etmek istersen et." dediler. Hazret-i Osman, "Resûlüllah onu tavaf etmeden önce ben tavaf etmem." dedi.

Kureyşliler Hazret-i Osman'ı geri göndermeyip yanlarında alıkoydular. Resûlüllah’a ve müslümanlara, Hazret-i Osman'ın öldürüldüğü şeklinde bir haber geldi. Bunun üzerine Resûlüllah: "Biz bu kavimle vuruşmadan önce geri dönmeyecegiz." dedi. Ve insanları ağacın altında biat etmeye çağırdı. Bütün müslümanlar, Kureyşle vuruşacaklarına ve savaştan kaçmayacaklarına, gerekirse canlarım feda edeceklerine dair biat ettiler. Sadece Ced b. Kays biat etmemiştir.

Cabir b. Abdullah diyor ki: "Ben, Ced b. Kays'in, insanların gözünden saklanmak için devesinin koltuğuna yapışık bir şekilde durduğunu gördüm," Sonra Resûlüllah’a Hazret-i Osman hakkında söylenenlerin doğru olmadığı haberi geldi. Bu ağaç altında Resûlüllah’a biat edenlerin sayısının bin dört yüz ile bin beş yüz kişi arasında olduğu Rivâyet edilmektedir.

19 ﴿