8

Ona karşı koyacak hiçbir kuvvet yoktur.

Âyette adı geçen Tûr dağından maksat, aslında üzerinde ağaç bulunan her dağdır. Allahü teâlânın, üzerinde Hazret-i Mûsa ile konuştuğu dağ da ağaçlı olduğu için ona da "Tûr" dağı denmiştir. "Açılmış sayfalar üzerine yazılmış kitaptan maksat ise "Levh-i Mahfuz" veya "Allah'ın indirdiği kitap"tır. "Beytül Ma'mur"dan maksat, Kabe'nin tam üstüne denk gelen ve gökte bulunan bir mabettir. Ona hergün yetmiş bin melek girerek ibadet ettiği ve her girenin bir daha girmediği rivâyet edilmektedir.

- Enes b. Mâlik, Resûlüllah’ın şöyle buyurduğunu Rivâyet ediyor:

"Beytül Ma'mur yedinci göktedir. Her gün ona yetmiş bin melek girer (ve çıkıp gittikten sonra) bir daha ona geri dönmezler. Ahmed b. Hanbel, Müsned, C.3, S.I53

Mâlik b. Sa'saa,(radıyallahü anh) Resûlüllah’ın, Miraca çıktığım beyan eden hadis-i şerifi Rivâyet etmiştir. Bu hadis-i şerifinbir bölüünde şu ifadeler zikredilmektedir:

"Biz, yedinci kat göğe vardık. "Bu kimdir?" diye soruldu. "Cebrâil'dir." denildi. "Onunla beraber kim var?" diye soruldu. "Muhammed var." denildi. "Ona peygamberlik verildi mi?" diye soruldu ve "Merhaba hoş geldin." denildi. Ben, İbrahim'in yanına vardım ona selam verdim. İbrahim bana: "Merhaba ey oğul, merhaba ey peygamber," dedi. Beytül Ma'mur önüme getirildi. Ben, Cebrâile onun ne olduğunu sordum. Cebrâil: "Bu, Beytül Ma'murdur. Bunun içinde hergün yetmiş bin melek namaz kılar. Onlar oradan çıktıktan sonra bir daha oraya dönmezler, onların oradan son çıkışları olur. Buhari, K.Bed'ül-Halk, bab: 6/ Müslim, K.el-îman, bab: 364, Hadis no: 164 dedi.

Hadis-i şeriften de anlaşıldığı gibi Beytül Ma'mur, yedinci kat gök sakinlerinin Kâbe'sidir. Hazret-i İbrahim, yeryüzündeki Kâbeyi yaptı. Yedinci kat gökte de aynen Kabe'ye tekabül eden bu Beytül Mamur bulunmaktadır.

Beylül Ma'murun gökte bir mabed olduğu görüşü, Hazret-i Ali'den, Abdullah b. Abbas'tan, İkrime'den, Mücahid'den, Katade'den ve İbn-i Zeyd'den nakledilmiştir.

Âyette göğe "Tavan gibi yükseltilmiş" denmesi, onun, yeryüzüne göre bir tavan gibi olmasındandır.

"Kabarıp taşan deniz." diye tercüme edilen "Bahrül Mescur" ifadesi farklı şekillerde izah edilmiştir:

Hazret-i Ali ve Mücahid'den nakledilen bir görüşe göre "Bahrul Mescur"dan' maksat "Kaynatılmış deniz." demektir. Said b. el-Müseyyeb diyor ki: "Bir gün Ali (radıyallahü anh) bir Yahudiye "Cehennem nerededir?" diye sordu. Yahudi: "O, denizdir." dedi. Bunun üzerine Ali (radıyallahü anh) "Ben bunun doğru söylediğini sanıyorum. Zira âyetlerde "Bahrul Mescur" (kaynatılmış deniz) "Ve izel Biharu Succiret" (denizler kaynatıldığı zaman) ifadeleri geçmektedir." demiştir.

Katade'ye göre ise "Bahrul Mescur"dan maksat, "Suyu taşan deniz" demektir. Taberi bu görücü tercih etmiştir. Zira şu anda dünyada kaynatılmış bir denizin bulunmadığı, bu sebeple "Suyu taşan deniz" demenin daha doğru olacağı söylenmiştir.

Abdullah b. Abbas'tan nakledilen başka bir görüşe göre ise "Bahrul Mescur" "Taşmasına engel olunan deniz" demektir. Bu hususta Hazret-i Ömer'in Resûlüllah'dan şu hadis-i şerifi Rivâyet ettiği nakledilmektedir. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) buyuruyor ki:

"Deniz her gece üç defa yeryüzüne hakim duruma gelir ve her defasında Allah’tan, yeryüzündeki varlıkların üzerine taşmak için izin ister. Fakat Allahü teâlâ ona engel olur. Ahmed b. Hanbel, Müsned, C.l, S.43

Hazret-i Ali, Abdullah b. Amr ve ebu Salih'ten Rivâyet edilen başka bir görüşe göre ise "Bahrul Mescur"dan maksat, gökte arş'ın altında bulunan bir denizdir. Enes b. Rebi', Allahü teâlânın, kıyamet gününde insanları diriltmeyi istediği zaman bu denizden onların üzerine yağmur yağdırarak onları, otların bittiği gibi bitireceğini ve kabirlerinden diriltip kaldıracağını söylenmiştir.

Âyette zikredilen vö mutlaka gerçekleşeceği bildirilen azaptan maksat, "Kıyamet gününün azabıdır."

8 ﴿