11

“Ey iman edenler, toplantı yerlerinde size "Yer açın" denince yer açın ki Allah da size genişlik versin "Kalkın" denince de hemen kalkın ki, Allah sizden, samimiyetle iman edenlerin ve kendilerine ilim verilenlerin derecelerini yüceltsin. Allah, yaptıklarınızdan haberdardır.”

Ey, Allah ve peygamberini tasdik eden mü’minler, sizlere, bulunduğunuz sohbet meclislerinde veya savaş için saf olduğunuz meclislerde "Gelenlere yer verin" denildiği zaman onlara yer verin ki Allah da cennette sizin yerinizi genişletsin. Sizlere, düşmanla savaşmak veya namaz kılmak yahut hayırlı bir amel işlemek için "Kalkın bu işe grisin" dendiği zaman yahut "Kalkın Resûlüllah’ın yanına gidin" dendiği zaman kalkın ve söyleneni yapın. Böylece Allah sizden iman edenlerin derecelerini ve ilim verilenlerin derecelerini yükseltir. Allah, yaptıklarınızdan haberdardır.

Âyet-i kerime’de zikredilen "Toplantı yerleri"nden maksat, Mücahid, Katade, Dehhak ve İbn-i Zeyd'e göre özellikle Resûlüllah’ın bulunduğu meclislerdir. Zira sahabiler Resûlüllah’a çok yakın olmayı arzuladıklarından, sonradan meclise gelenlere yer verme hususundan cimri davranıyorlardı. Bunun üzerine âyet-i kerime nazil oldu ve meclise gelenlere yer verilmesini ve oradan kalkarak başkalarına yer vermeleri istenenlerin bu emri yerine getirmelerini emretti.

Abdullah b. Abbas ve Hasan-i Basrî'den nakledilen diğer bir görüşe göre âyette zikredilen "Toplantı yerlerinden maksat, savaş alanlarındaki içtima yerleridir.

Âyet-i kerime’de, toplanan mü’minlerin diğer kardeşlerine yer vermeleri ve bunlara "Kalkıp savaşa gidin." dendiğinde kalkıp gitmemeleri emredilmektedir. Taberi âyet-i kerime’nin genel ifadesinin, zikredilen her iki tür meclisi de kapsar mahiyette olduğunu söylemiştir. "Kalkın" ifadesinden de, "Düşmanla savaşmaya kalkın" veya "Namaz kılmaya kalkın" yahut "Hayırlı bir iş işlemeye kalkın" ya da "Resûlüllah’ın yanından kalkıp gidin." şeklindeki bütün izahlara uygun olduğunu söylemiştir.

Peygamber efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) bir hadis-i şerifinde:

"Sizden biriniz, kardeşini oturduğu yerden kaldırıp da onun yerine oturmasın. Tirmizî, K. el-Edeb, bab: 9, Hadis no: 2749, 2750 buyurmuştur.

Abdullah b. Ömer diyor ki:

"Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) kişinin, kardeşini oturduğu yerden kaldırıp da oraya oturmasını yasakladı." İbn-i Cüreyc diyor ki: "Ben, hadisi Rivâyet eden Nafıa dedim ki: "Bu, Cuma günü müdür?" Nafi dedi ki: "Cuma da böyledir Cumanın dışında da böyledir. Buhari, K.el-Cuma, bab: 20

Diğer bir Rivâyette şöyle buyurulmuştur:

"Bir kimse başka birini kaldırıp da onun yerine oturmasın. Fakat birbirinize yer verin. Gelenlere yer açın. Ahmed b. Hanbel, Müsned,C.2.S.17

Meclise sonradan gelen bir kişi için ayağa kalkma hususunda üç görüş zikredilmektedir. Bir kısım âlimler bunun caiz olduğunu söylemişler ve delil olarak şu hadis-i şerifi zikretmişlerdir. Ebû Said el-Hudri diyor ki:

"Yahudilerden (Hendek savaşında müşriklerle anlaşarak Resûlüllah’a ihanet eden) Kureyza oğulları (aynı savaşta yaralanmış olan) Sa'd b. Muaz'ın hakemliğini kabul ettiler. Bunun üzerine Resûlüllah Sa'd b. Muaz'a bir kimse gönderip çağırdı. Sa'd (Bir merkebe binmiş olarak) geldi. Sa'd, Resûlüllah'ın mescidine yaklaşınca Resûlüllah Ensar'a "Efendinize veya hayırlınızı ayağa kalkın." buyurdu. Sa'd Resûlüllah'ın yanına oturdu. Resûlüllah ona "Şunlar senin hakemliğini kabul ettiler." dedi. Sa'd "Ben onların, seninle savaşanlarını öldürmene, aile ve çocuklarını da esir etmene hükmediyorum." dedi. Bunun üzerine Resûlüllah: "Sen, Allah'ın hükmüyle hüküm verdin." dedi. Buhari K.el-İstizan, bab: 26 / Müslim, K.el-Cihad ve Siyer, bab: 46, Hadis no: 1768, Ebû Davud, K.el-Edeb, bab: 13, Hadis no: 2755

Diğer bir kısım âlimler ise dışarıdan meclise gelen bir kişiye karşı ayağa kalkmanın caiz olmadığını söylemişler ve bu hususta şu hadis-i şerifleri Rivâyet etmişlerdir: "Peygamber efendimiz buyurmaktadır ki:

"Kim, insanların kendi önünden kalkıp dikilmelerini sevecek olursa cehennem ateşinde yerini hazırlasın. Ebû Davud, K.el-Edeb, bab: 165, Hadis no: 5229/Tirmizi, K.el-Edeb, bab: 13, Hadis no: 2755

Ebû Ümame el-Bahili diyor ki:

"Bir gün Resûlüllah, âsâsma basarak yanımıza geldi. Biz ona ayağa kalktık ve o bize şöyle buyurdu: "Acemlerin birbirlerine tazim etmek için ayağa kalktıkları gibi ayağa kalkmayın. Ebû Davud, K.el-Edeb, bab: 165, Hadis no: 5230 / İbn-i Mace, K.ed-Duab, 2, Hadis no: 3836

Enes b. Malik diyor ki:

"Sahabilere, Resûlüllahtan daha sevimli hiçbir kimse yoktu. Onlar Resûlüllahı gördüklerinde ayağa kalkmıyorlardı. Çünkü onlar, Resûlüllah’ın bundan hoşlanmadığını biliyorlardı. Tirmizi, K. el-Edeb, bab: 13, Hadis no: 2754

Diğer bir kısım âlimler ise yolculuktan gelen kimse için veya hüküm ve-reeceği yerde hakim için ayağa kalkmanın caiz olduğunu söylemişler Sa'd b. Muaz olayını da buna örnek vermişlerdir. Buna mukabil her gelene ayağa kalkmanın Acemlerin âdetlerinden olduğunu söylemişler ve son olarak zikredilen hadis-i şerifi de buna delil göstermîşlerdir.

11 ﴿