6

“Hani bir zaman Meryemoğlu İsa da: "Ey İsrailoğulları, şüphesiz ki ben Allah'ın size gönderdiği, benden önce gelen Tevratı doğrulayan ve benden sonra gelecek "Ahmet" adında bir peygamberi müjdeleyen bir Peygamberim." demişti. Fakat O peygamber kendilerine apaçık delillerle gelince: "Bu getirdiklerin apaçık bir sihirdir." dediler.”

Bu âyet-i kerime, Hazret-i İsa'nın, Hazret-i Muhammed (sallallahü aleyhi ve sellem) daha gelmeden evvel, onun geleceğini ve isminin de "Ahmet" olacağını haber verdiğini bildirmektedir. Ancak, Hazret-i Muhammed (sallallahü aleyhi ve sellem) gelince de, herkesten evvel kitap ehlinin ona iman etmeleri gerekirken onu sihirbazlıkla, itham edip getirdiği şeylerin de sihir olduğunu söylediklerini beyan etmektedir.

Peygamber Efendimiz, Hazret-i İsa'nın, kendisinin geleceğini müjdelediğini beyan etlen bir hadis-i şerifinde şöyle buyuruyor:

"Âdem (aleyhisselam) Çamurunun içinde yatarken ben, Allah katında Peygamberlerin sonuncusuydum. İlk ortaya çıkışımı size haber vereyim. Ben, atam İbrahim'in duası, İsa'nın müjdesi ve annemin gördüğü rüyayım. Peygamberlerin anneleri böyle rüyalar görürler." Ahmed b. Hanbel, Müsned, C.4, S.127

Diğer bir Rivâyette de Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:

"Âdem çamurunun içinde yatarken, Allah'ın kulu olan ben, levh-i mahfuzda peygamberlerin sonuncusuydum. Bunu size izah edeyim." Ben atam ibrahim'in duası, İsa'nın kavmine müjdesi ve annemin gördüğü rüyayım. O, kendisinden bir nur çıkarak Şam'ın saraylarını aydınlattığını görmüştü." Peygamberlerin anneleri işte böyle rüyalar görürler." Ahmed b. Hanbel, Müsned, C..4, S. 128

Hazret-i İsa'nın, Peygamberimizin geleceğini müjdelediğini bildiren hadis-i şeritlerden biri de Necaşi'nin, Habeşistan'a hicret eden müslümanlarla konuşmasını ve neticede iman ettiğini bildiren şu hadis-i şeriftir:

Abdullah b. Mes'ud diyor ki:

"Resûlüllah bizi Necaşi'ye gönderdi. Bizler seksen kadar kişiydik. Gönderilenler içinde ben, Cafer, Abdullah b. Arfede, Osman b. Mez'un ve Ebû Mûsa da bulunuyorduk. Biz Necati'nin yanına vardık. Kureyş müşrikleri de Amr b. el-Ass ve Ammare b. el-Velid'i bir takım hediyelerle ona göndermilerdi. Amr b. el-Ass ve Ammare, Necaşi'nin yanına girince onun önünde secdeye kapandılar. Sonra biri sağma diğeri soluna geçtiler ve ona şöyle dediler. "Amcamız oğullarından bazı insanlar senin topraklarına geldiler. Bizden ve bizim dinimizden yüzçevirdiler." Necaşi: "Onlar nerede?" diye sordu. Onlardan biri: "Senin topraklarındalar. Adam gönder onları getirsinler." dedi. Necaşi adam gönderip onları getirtti. Cafer, müslümanlara: "Bugün sizin sözcünüz benim." dedi. Müslümanlar da kabul ettiler. Cafer içeri girdi selam verdi. Necaşi'ye secde etmedi. Orada bulunanlar: "Sana ne oluyor da krala secde etmeyorsun?" dediler. Cafer: "Biz, sadece aziz ve celil olun Allah’a secde ederiz." dedi. Necaşi: "Bu ne demek?" diye sordu. Cafer: "Aziz ve celil olan Allah, bize peygamberini gönderdi. Peygamber ise bize, Allah’tan başka herhangi bir şeye secde etmememmizi, namaz kılmamızı ve zekat vermemizi emretti." dedi. Amr b. el-Ass: "Onlar, Meryemoğlu İsa hakkında da sana muhalefet ediyorlar." dedi. Necaşi müslümanlara: "Siz, Meryemoğlu İsa ve annesi hakınüa ne diyorsunuz?" dedi. Müslümanlar: "Biz onun hakkında aziz ve celil olan Allah'ın söylediğini söylüyoruz. O, kendisine hiçbir beşerin dokunmadığı, hiçbir hamilelik belirtisi taşımayan, kendisini Allah’a adamış olan bakire Meryem'e, Allah'ın ulaştırdığı emri ve ruhudur." dediler.

Abdullah b. Mes'ud diyor ki: "(Bu konuşmalardan sonra) Necaşi yerden bir çubuk aklı ve şöyle dedi: "Ey Habeşliler, ey papazlar ve rahipler, Allah’a yemin olsun ki onların, İsa hakkında söyledikleri bizim, onun hakkında söylediklerimizden şu kadar bile farklı değildir. (Ey müslümanlar) siz de hoş geldiniz. Onun yanından sizinle beraber gelenler de hoş geldiler. Ben şehadet ederim ki o, Allah'ın Resulüdür. Çünkü o, bizim, İncil'de bulduğumuzdur. Ve o, Meryemoğlu İsa'nın müjdelediğidir. Gidin dilediğiniz yerde kalın. Allah’a yemin olsun ki eğer ben burada yönetici olmasaydım onun takunyalarını taşıyan ve ona ab-dest aldıran ben olayım diye onun yanına giderdim."

Necaşi, müşriklerin getirdikleri hediyelerin geri verilmesini emretti. Hediyeleri geri verildi. Sonra Abdullah b. Mes'ud erken döndü. Bedir savaşına katıldı. Ahmed b. Hanbel. Müsned, C. 1, S.461

6 ﴿