16“Gücünüzün yettiği kadar Allah’tan korkun. Emirlerini dinleyin, itaat edin. Mallarınızı emrettiği yolda harcayın. Bu sizin için daha hayırlıdır. Nefsinin cimriliğinden korunmuş kimseler, işte onlar kurtuluşa erenlerdir.” Ey mü’minler, Allah'ın emirlerini yerine getirip yasaklarından kaçınarak ve sizleri ona yaklaştıracak amelleri işleyerek, gücünüzün yettiği kadarıyla ondan korkun. Sizi cezalandırmasından çekinin. Allah'ın Peygamberini dinleyin. Size emrettiği ve yasakladığı şeylerde ona itaat edin. Mallarınızdan, kendinizi Allah'ın azabından kurtarması için harcayın. Allah kimi, kendisini, nefsinin cimriliğinden ve heva ve hevesinden arındıracak olursa işte onlar kurtuluşa erenlerin ta kendileridir. Allahü teâlâ bu âyet-i kerime’de "Gücünüzün yettiği kadar Allah’tan korkun." buyumıaktadır. Diğer bir âyetinde de: "Ey iman edenler, Allah’tan hakkıyla korkun ve ancak müslüman olarak ölün." Âl-i tmran Sûresi, 3/102 buyurmaktadır. Zeyd b. Eşlem, Katade, Rebi b. Enes, Süddi, Mukatil ve Ebul Âliye gibi bazı müfessirlerde bu suredeki " gücünüzün yettiği kadar Allah’tan korkun", âyeti kerimesinin "Allah’tan hakkıyla korkun." âyet-i kerimesini neshettiğini söylemişlerdir. Said b. Cübeyr'den Rivâyet ediliyor ki: "Allah’tan hakkıyla korkun" âyeti nazil olunca mü’minlere çok ağır geldi. Onlar durmadan namaz kıldılar. Öyle ki topukları şişti, alınları yara oldu. Bunun üzerine Allahü teâlâ müslümanların yükünü hafifletmek için "Gücünüzün yettiği kadar Allah’tan korkun." âyetini indirdi. Ve bu âyet, Âl-i İmran suresinin yüz ikinci âyetini neshetti." Taberi, bu âyetlerin birbirlerini neshettiklerini söylemenin isabetli olmadığını zira buna dair Resûlüllahtan sahih bir nas zikredilmediğini bu itibarla Al-i İmran süresindeki âyetin de "Gücünüzün yettiği kadar Allah’tan hakkıyla korkun." şeklinde izah edilebileceğini söylemiştir. Âyet-i kerime’de: "Nefsinin cimriliğinden korunmuş kimseler işte onlar kurtuluşa erenlerdir." buyurulmaktadır. Nefsin cimriliğinden maksat, insanın, Allah'ın yasakladığı şeylere sürükleyen heva ve hevesine uymasıdır. Abdullah b. Mes'ud bunu, "Başkalarının malını yeme" şeklinde izah etmiştir. Peygamber efendimiz, cimrilik hakkında çeşitli hadis-i şerifler irad buyurmuştur. Bir hadis-i şerifide şöyle buyurmaktadır: "Kişide bulunan en kötü şey, sızlandıran cimrilik, yüreğini koparan korkaklıktır." Ebû Davud, K. el-Cihad, bab: 22, Hadis no: 2521 / Ahmed b. Hanbel, Müsned, C.2, S.302-303 Diğer bir hadis-i şerifinde de şöyle buyurmuştur: "Zulümden kaçınınız. Zira zülüm kıyamet gününde zulumat (karanlıklar) olacaktır. Cimrilikten sakının zira cimrilik sizden öncekileri helak etmiştir. O, onları birbirlerinin kanlarını akıtmaya ve birbirlerine karşı haram olan şeyleri helal saymaya sevketmiştir. Müslim, K. el-Biir, bab: 56, Hadis no: 2578 / Ahmed b. Hanbel, Müsned, C.2, S.160, 191 |
﴾ 16 ﴿