10Çünkü biz, asık suratlı ve katı bir günde rabbimizin azabından korkarız. O takva sahibi mü’minler sözlerine şöyle devam ederler: "Biz, sizden bir karşılık beklemek veya bir teşekkür ümid ederek yemek yedirmeyiz. Biz sizlere, dehşetinden dolayı yüzlerin asık olacağı bir günde rabbimizin bizi güvene kavuşturmasını dileyerek sizlere yemek yediriyoruz. Âyet-i kerime’de, kıyamet gününün, asık suratlı ve dehşetli olduğu zikredilmiştir. Kıyamet gününün bu sıfatları çeşitli şekillerde izah edilmiştir. Ali b. Ebi Talha'nın, Abdullah b. Abbas'tan rivâyet ettiğine göre "Asık suratlı" diye tercüme edilen "Abusen" kelimesinden maksat, "Sıkıntıh" demek ve "Katı" diye tercüme edilen "Kamtariran" kelimesinden maksat da "Uzun" demektir. Bu izaha göre kıyamet günü, sıkıntılı ve uzun bir gün olarak sıfatlandınlmıştır. İbn-i Zeyd'e göre ise kelimesinden maksat, "Şerli", kelimesinden maksat ise "Şiddetli" demektir. Buna göre kıyamet günü "Şerli ve şiddetli bir gün" olarak sıfatlandırılmıştır. Abdullah b. Abbas'tan nakledilen diğer bir görüşe göre kelimesinden maksat, "Yüzünü ekşiten", kelimesinden maksat ise "Kaşları çatan, alnı kırıştıran gün" demektir. İkrime'ye ve onun Abdullah b. Abbas'tan naklettiği diğer bir görüşe göre onlar bu âyeti şöyle izah etmişlerdir: Kıyamet gününde kâfir suratını ekşitir. Öyle ki iki gözünün arasından katran gibi bir ter akar. İşte bu terin adıdır. Bu izaha göre âyetin manası şöyledir: "Takva sahibi mü’minler derler ki: "Şüphesiz ki bizler, kâfirlerin yüzlerini ekşiterek, alınlarından katran gibi ter döktükleri kıyamet gününde rabbimizin bizi cezalandırmasından korkarız." Katade diyor ki: "Kıyamet gününün dehşetinden dolayı o gün yüzler ekşitilecek ve kaşlar çatılacaktır." |
﴾ 10 ﴿