2O, mal biriktirir ve onu sayıp durur. Âyet-i kerime’de geçen ve "İnsanları arkadan çekiştiren" diye tercüme edilen "Hümeze" kelimesiyle, "Yüzlerine karşı ayıplayan" diye tercüme edilen "Lümeze" kelimeleri, müfessirler tarafından farklı şekillerde izah edilmiştir. Mücahid ve Katade "Hümeze" kelimesini, insanların gıyabında konuşarak onların etlerini yiyen" şeklinde "Lümeze" kelimesini ise "İnsanların yüzlerine karşı ayıplayanlar" şeklinde izah etmişlerdir. Taberi de bu kelimeleri bu şekilde izah etmiştir. Abdullah b. Abbas ve Ebul Âliye'ye ve Mücahid ile Katade'den nakledilen ikinci bir görüşe göre kelimesinin manası "insanları yüzlerine karşı ayıplayan" kelimesinden maksat ise "Arkalarından çekiştiren ve böylece onların etlerini yiyen"dir. Abdullah b. Abbas'a, ile kelimesinin manası sorulduğunda o şöyle izah etmiştir: "Bunlar, koğuculuk yapan, dostların arasını ayıran ve kişinin en büyük kusurunu yakalamaya çalışan kişilerdir." demiştir. İbn-i Zeyd de: "Hümezeden maksat, insanları eliyle dürtükleyen ve döven Lümezeden maksat ise onları diliyle inciten ve ayıplayandır." demiştir. Ebû Necih'in rivâyetine göre Mücahid, el ile yapılan hakarete Hemz, dil ile yapılan hakarete de Lemz denilir." demiştir. Bir kısım müfessirler bu âyetlerde sıfatı kzikredilen insanın cahiliye döneminde "Cemil b. Âmir el-Cumahi" isimli bir kişi olduğunu söylemişler diğer bir kısım müfessiler de bu kişinin, Ahnes b. Şerik olduğunu söylemişlerdir. Mücahid ise âyette zikredilen bu sıfatların herhangi bir kimseye mahsus olmadığını belirtmiş, bu sıfatlar kendisinde bulunan herkesin, âyetin ifadesine girdiğini söylemiştir. Taberi de bu görüşü tercih etmiştir. |
﴾ 2 ﴿