50

Ve bir vakit sizin sebebinize denizi yardık, sizi necata çıkardık da Âli Fir'avni garkettik sizler bakıp duruyordunuz

(........) ve hani sizinle -fırka fırka- denizi yarmıştık (........) de sizi toptan kurtarmış (........) ve başınıza belâ kesilmiş olan o Ali Fir'avni -Fir'avn de içinde olduğu halde- garketmiştik (........) siz ise bakıyordunuz Bu ne büyük nimet idi? Bu deniz Mısırın civarındaki denizlerden birisi ki, ismine «İsaf» denilirmiş ve bu gün bahrı Kulzüm tesmiye olunuyor. Bizim «Şap denizi» dediğimizin aslı İsaf denizi imiş. Elveym Bahriahmer dahi meşhur isimlerindendir. Kulzüm, şimdiki Süveyşin yerinde bir şehir imiş ve esasen yutmak manasına gelir. Bahri Kulzüm isminin bu şehre ve Fir'avnın garkına nisbetle bir tesmiye olduğu Şerhi Kamusta naklediliyor. Burada Firavnın garkı tasrih edilmemiş ve balâda beyan olunduğu üzere asıl Âli Firavnin cezası gösterilmiş ve Fir'avn bunların içine idhal edilmiştir. İleride bu kıssayı daha ziyade tasfıl eden âyetler gelecektir. Sizinle «yarmıştık» demek, yarân biz idik, siz de buna bir sebep, bir âlet olmuştunuz demektir. «Sizin için» diye de tefsir edilmiştir. Şuna dikkat edilmek lâzım gelir ki, Kur’ân’ıazımüşşan bu vakayiin cereyanı tarihîsini değil, asıl mutazammın oldukları fevkal'âde ibret noktalarını, rabbanî cereyanlarını ifham-ü tezkir ediyor.

Salisen:

50 ﴿