78

Bunların bir de ümmî kısmı vardır, kitabı, kitabeti bilmezler, ancak bir takım kuruntu yığını ümniyyeler kurar ve sırf zannardında dolaşırlar

(........) bir de bunların ümmîleri vardır ki, (........) okumak yazmak bilmez, kitabı anlamazlar (........) sade bir takım ümniyyeler beslerler - bütün bildikleri hayal mayal mefkûrelerden, duydukları taklidî temenniyattan ibarettir.

EMÂNIY, ümniyyenin cem'idir. Aslı (........) =üf'ule» vezninde «ümnuye» olup temenninin sülâsîsi olan takdir veya tilâvet manasına (menâ) dan me'huz bir isimdir ki, insanın kendi nefs-ü hayalinde farz-u takdir ederek temenni edip durduğu ve yahut virdi zeban ettiği şeydir ki, Frenkler buna (ideal) derler ve gençlerimizden bir çoğu bunu mefkûre diye terceme ediyorlar. Bunun hasılı insanın kendi gönlünden saplandığı ve mütemadiyen arkasından koştuğu bir mana, bir hayal, bir kuruntu demektir. Bunun tahakkuku mümkin ve binaenaleyh yakînî olanları bulunabilirse de alel'ekser delile ıktıran etmiyen kuru ve indî temenniyattan ibaret kalır ve bu münasebetle emâniy, ideal, ebatıl-ü evham manasına da kullanılır. Frenkler ahlâkıyatta bunu tatbik eden felsefeye (idealizm) derler, işte Yehudîlerin okumak yazmak bilmiyen avam takımı da ilimden kitaptan behresi olmayıp sadece emâniy arkasında koşarlar (........) ve onlar yalnız zannederler - bir zan peşinde koşarlar, kuru bir zann-ü taklitten başka bir şey'e malik değildirler, hakk-u batılı tayin ile seçemezler, bu cihetle bunların vebali, kendilerini aldatan okur yazarlarındır.

78 ﴿