121

kendilerine kitabı verdiğimiz ehliyetli kimseler onu tilâvetinin hakkını vererek okurlar, İşte onlar ona iman ederler, her kim de onu inkâr ederse işte onlar da husranda kalanlardır

(........) bizim kendilerine kitab verdiğimiz ehliyetli kimseler (........) verdiğimiz kitabı tilâvet ederler. Yani virdederek ders yaparak (........) hem hakkiyle tilâvet ederek okurlar. -Tahriften, teşvişten sıyanet ederek hevalarına uymıyarak elfazını, meanisini, ahkâmını cidden gözete gözete dikkatli ve saygılı ve devamlı bir surette ve bilmediklerini, anlamadıklarını ehlinden sora sora hüsni niyyetle, temiz kalb, temiz ağızla okurlar, gelişi güzel, baştan kara, bir eğlence gibi okumazlar, şarkı, gazel, roman, hikâye yerine koymazlar, kemali hürmet-ü edeble okurlar, (........) işte böyle okuyanlar o kitaba iman ederler ve hakikaten sahıbı kitabdırlar. (........) ve fakat her kim o kitaba küfür ve küfran eder, hakkiyle okumaz, hevasiyle tahrif ederse (........) işte bunlar da hasirûn güruhudurlar, o büyük saadetten mahrumdurlar.- Bu ayet ulemadan Abdullahibni Selâm ve emsali zevatı fadıle gibi Ehli kitabın mü'minleri hakkında nazil olmuştur ki, bunlar Tevrat ve incili bihakkın tilâvet edegelen eshabı imandan oldukları için Kur’âna ve Hatemülenbiyaya iman etmişler ve Resulullahdan razı olmuşlardır. Eshabı sefine denilen zevat dahi bu cümledendir ki, sebeb-i nüzulü bilhassa bunlar olduğu dahi mervidir. Bunlar Caferibni Ebi Talib ile beraber bir gemide gelmiş olan otuz ikisi Habeşli sekizi de Şam Rahiblerinden kırk kişi idiler.

Burada Beni İsrailin de -velev kalil olsun- bir kısmı mü'minler miyanına girmiş ve medhi ilâhîye nail olmuş bulunuyor. Bu mazhariyetin ve bu hususiyetin bahşettiği şevk-u heyecan ile şimdi Beni İsraile bir taraftan evvelki hıtabatın tetmimi, diğer taraftan mabadindeki kıssai İbrahime nazaran bir husni tehallûs olmak üzere bervechi âti bir hitab daha tevcih ve akıbinde imamet, millet, ümmet mes'elesi izah buyurulacaktır: (........)

(........),

(........)

121 ﴿