153

O sıra siz boyuna uzaklaşıyordunuz, kimseye dönüb bakmıyordunuz, Peygamber ise arkanızdan sizleri çağırıb duruyordu, bunun üzerine Allah sizi gama karşı gam ile müsab kıldı ki, ne elinizden giden zafere ne de başınıza gelen musıbete mahzun olmayasınız, ve Allah biliyor, ne yapıyordunuz

(........) sıra uzak uzak gidiyordunuz, yahud dağlara çıkıyordunuz (........) ve hiç bir kimseye dönüb bakmıyordunuz, yani alabildiğine kaçıyordunuz (........) Peygamber ise gerinizde, ya'ni dümdarlarınız içinde sizi çağırıb duruyordu. Yukarıda nakledildiği üzere (........) diye çağırıyordu. Demek ki, firarın şiddetinden merkez, sâka halinde, ya'ni dümdar gibi kalmıştı, böyle oldu da (........) Allah sizi gam üstüne gam ile cezalandırdı. O ganimet zayi' oldu. Katlolunuyor, yaralanıyordunuz, düşmanın zaferiyle dağdar oluyordunuz. Peygamberi öldürmek için vukubuluna hücum ile dilhun ve perişan kaldınız. Yahud: Allah sizi gama mukabil gam ile cezalandırdı. Siz ısyanınızla Resulullahı gamlandırdınız, Allah da ona mukabil sizi bu gamlarla gamlandırdı. Diğer bir ma'na ile: Peygamber sizin başınıza gelen felâketlerin acısın yüklenerek size gamküsar oldu ki, (........) ne zayi' ettiğiniz fursat ve nusrate, ne de uğradığınız musıbetlere mahzun olmıyasınız. Vukuatı Dünyay karşı metin ve tecribekâr olarak Allah’a sığınıb istıkbale hazırlanasınız. -Zira bu suretle bittecribe görülmüş oldu ki, acı acıyı unutturur. En büyük zannedilen gamları unutturacak gamlar olur. Ve bir lâhza içinde Allah mağlûbları galib, mahzunları memnun edebilir. Ve Allah bütün yaptıklarınızdan ve yapacaklarınızdan haberdardır.

153 ﴿