155O iki cem'iyyet çarpıştığı gün içinizden arkasını çevirenler, hakikaten onları Şeytan sırf ba'zı kesibleri behanesile kaydırmak istedi, maamafih Allah kendilerinden afvetti, Allah gafurdur halimdir (........) Şüphe yok ki, iki ordunun çatıştığı gün içinizden yüz çevirenler yani, düşmandan dönen veya Medineye kadar kaçanlar (........) her halde kazanmış oldukları bâzı hataya sebebiyle Şeytan onların ayaklarını kaydırmak istedi.» O bazı künahlar ne idi? onu ancak Allah bilir ve burada setretmiştir. Anlaşılıyor ki, tâat, tâate sevkettiği gibi günah da günaha sevkeder. Ve insanın Şeytana kapılmak kabiliyyetini tezyid eyler. Maamafih (........) muhakkak ki, Allah onların günalarını afvetti çünkü (........) dir. (........) artık me'yusolmak, sui zannetmek caiz değildir. O gün sebat eden veya kaçanların aded ve eşhası hakkında haberler muhteliftir. Muhammed İbn-i İshakın nakline göre bir sülüsü mecruh, bir sülüsü münhezim olmuş, bir sülsü de sebat etmiş. Münhezim olanlar hakkında da ıhtilâf vardır. Denilmiş ki, bazısı Medineye kadar vardı ve Resulullahın katlolunduğunu haber verdi. Bu, Sa'd İbn-i Osman idi. Ondan sonra daha bazıları gelmiş, kadınların yanlarına girmişlerdi, kadınlar bunları «demek Peygamberden kaçıyorsunuz ha» diyorlar ve yüzlerine toprak saçıyorlar, «burada öreke var, al da iplik bük» diye tahkir ediyorlardı. Diğer taraftan denilmiştirki müslimanlar dağdan ileri geçmediler. Tefsiri Kaffalın beyanına göre bu babdaki bütün haberlerden hulâsaten anlaşıla bilen şudur ki, bazıları dönmüş ve uzaklaşmış, bunların kimisi Medineye kimisi de diğer tarafa gitmiştir. Fakat ekserisi dağ tarafında kalmışlar ve orada toplanmışlar, bunlar miyanında Hazret-i Ömer de vardı. Ancak bunun ibtidalarda olmadığı, bir uzak gitmeyib dağın üzerinde Resulullahın orada suuduna kadar kaldığı muhakkaktır. Tefsiri Ebû Hayyanda mezkûrdur ki, Hazret-i Ömer bir Cuma günü hutbeye çıkmış, Âli Imrani okumuştu ve müşarünileyh hutbesiude Âli Imran suresini okumaktan hoşlanırdı. İşbu (........) âyetine gelince demiştir ki, «Uhud» günü biz bozulduk, ben keçileri gibi sıçrayordum, nas da «Muhammed katlolundu» diyorlardı. Ben de «Muhammed katlolundu der bir kimse bulursam her halde öldürürüm» dedim, nihayet dağın üzerine toplandık, bunun üzerine bu âyetin tamamı nâzil oldu, (........) yine tefsiri Kaffalde ve Razîde mesturdur ki, Hazret-i Osman dahi ensardan Sa'd ve Ukbe namında iki kişi ile beraber bouzlmuşlar, hatta uzak bir mevkia kadar gitmişler, üç gün sonra avdet etmişler, Hazret-i Peygamber sallallahü aleyhi vesellem de (........) = uzakça gittiniz» buyurmuştur. Bir gün Hazret-i Fatıma Hazret-i Aliye «Osman ne yaptı» diye sormuş, o da müşarünileyhi eksiklemiş, aleyhissalâtü ves-selâm da (........) = ya Ali kız kardeşlerin zevcleri sevişmek hususunda beni yordular» hıtabiyle karşılamıştır. Sebat edenlere gelince: Bunlar nihayet on dört zat idiler ki, Muhacirînden: Ebubekr, Ali, Abdurrahman İbn-i Avf, Sa'd İbn-i ebi Vakkas, Talha İbn-i Abdullah, Ebû Übeydetebnilcerrah, Zübeyr ibnil'avvam. Ensardan: Hubab ibnilmünzir, Ebû Dücane, Asım İbn-i Sabit, Hâris ibnissımma, Sehl İbn-i Huneyf, Üseyd İbn-i Hudayr, Sa'd İbn-i Muazdır. Zikrolunuyor ki, o gün bunlardan sekizi Resulullah ile ölüm üzerine mubayea etmişleri. Üçü Muhacirînden: Ali, Talha, Zübeyr, beşi de Ensardan Ebudücane, Hâris ibnissımma, Hubab ibnilmünzir, Asım İbn-i Sabit Sehl İbn-i Huneyf idi, Biiznillâh hiç biri katlolunmamıştır. Binaenaleyh |
﴾ 155 ﴿