164

Hakikaten Allah mü'minleri minnetdar kıldı zira içlerinde kendilerinden bir Resul ba's buyurdu, onlara Allah’ın âyâtını okuyor, onları tezkiye ediyor, onlara kitab ve hikmet öğretiyor halbuki bundan evvel açık bir dalâl içinde idiler

(........) Bu ne büyük bir minneti İlâhiyyedir. Bütün âlemi beşeriyyete bir tarihi hidayet açan ve âlemîne mahzı rahmeti İlâhiyye olan böyle bir Resuli âlîşânın ümmeti bulunan ve alelhusus şerefi suhbet ve refakatiyle müşerref kılınan mü'minlere ne mutlu? Öyle bir Resul ki, (........) onlara vahyi takrir ederek Allah’ın âyetlerini okur maarifi İlâhiyyeye isal ve kuvvei nazariyyelerini terbiye eder (........) onları tenzib-ü tasfiye eyler de kuvvei ameliyyelerini, ahlâklarını tekemmül ettirir (........) onlara kitab ve hikmet talim ederek rabbaniyyete i'lâ eyler. -kitab, zavahiri şeriate, hikmet de onun mehasin veledünniyyatına, esrar-ü ılel ve menafııne işarettir. Halbuki (........) bundan evvel aşikâr bir dalalet içinde bulunuyorlardı. O cahiliyyet ve dalâl bir kaç sene içinde birdenbire bu yüksek hidayet ve hikmete münkalib oluverdi. Ve bu suretle kurum kadîme tarihı kapanıverdi. Binaenaleyh buna ümmet olan mü'minlere fütur yakışır mı? Bu böyle iken

164 ﴿