2Allahdan korkun da yetimlere mallarını verin ve temizi murdara (halâli harama) değişmeyin, onların mallarını kenid mallarınıza katıb yemeyin çünkü o büyük bir vebal bulunuyor (........) ve yetimlere mallarını veriniz.»- Rivayet olunuyor ki,, Beni gatafandan bir adam nezdinde yetîm bir biraderzadesinin çokça bir malı varmış, baliğ olunca malını istemiş, amıcası men'etmiş bunun üzerine bu âyet nâzil olmuş, o da Allah ve resulüne itaat eder ve büyük vebalden Allah’a sığınırız demiş ve malı teslim eylemiştir. Hazret-i Peygamber de «böyle nefsin şuhhundan vikaye olunub rabbına itaat eden, onun dârına, ya'ni cennetine girer» buyurmuştur. Çocuk da malını alınca fîsebilillâh infak etmiş, Resulullah da «ecir sabit oldu, fakat vizir bâki kaldı» buyurmuş, «ya Resulâllah ecrin sabit olduğunu anladık, vizir nasıl bâki kaldı, fîsebilillâh infak ediyor?» Dediklerinde «çocuğun ecri sabit, fakat babasının vizri bâkı» buyurdu. Malûm ki, sebeb-i nüzulün hususiyyeti hükmün umumiyyetine mani' değildir. Ve bir kaç âyet sonra da bunun ne zaman verileceği beyan olunacaktır. Binaenaleyh burada «veriniz» demek «onlara göz dikmeyiniz ve sırası gelince hiç müşkilât çıkarmadan temamen veriniz ve vermek için iyi muhafaza ediniz» demek olur. Bunun için buyuruluyor ki, (........) hem de habisi tayyibe değiştirmeğe kalkmayınız.» -Bundan şu ma'nâlar anlaşılabilir. 1- Ey veliyler veya vasiyler, elinizde bulunan yetîmin temiz, hoş bir malını kendinizin aşağılık kötü bir malınızla değişmeğe kalkmayınız. 2- Yetîm malı size haram ve murdardır. Kendi malınız ise halâl ve hoştur. Binaenaleyh kendi halâl olan malınızla yetimin haram olan malından bir istibdal, bir alış veriş yapmağa kalmayınız, yetîmin emvalini olduğu gibi muhafaza ediniz, muhafaza için satılması lâzım gelenleri bile diğerlerine satınız ki, töhmet altında kalmayasınız, bu noktada yetîmin emvali gayri menkulesiyle emvali menkule ve emvali menkulesinden seriülfesad olub olmayanları hakkındaki ahkâm mündericdir. 3- Kendi mallarınza güzel güzel bakıb da yetimin malını kötü bir hale bırakmayın, ona kendi malınıza bakar gibi ve hatta ondan ziyade bir i'tina ile bakın. 4- Yetîm malını tecavüz edib almayınız ki, elinizde güzel mallarınızın ona mukabil zayi' olmasına sebeb olub da felâkete düşmeyin. 5- Nihayet kendi halâl rizkınıza intizar eylemiyerek sabırsızlanıb yetîmin malını haram haram yemek için pis boğazlığa kalkışmayınız.» -Filvaki' bu ma'nâlardan her birini müfessirîn beyan etmişlerdir. Velhasıl her vechile emvali eytamı muhafaza ediniz (........) ve onların mallarını kendi mallarınıza zamm-ü ilâve ederek yemeyiniz, ya'ni istihlâk ve intifa' da etmeyiniz. Çünkü (........) bunların her biri büyük bir vebal olmuştur.»- «YETAMA» nedîm, nedama gibi yetîmin cem'idir. Veya cem'inin cem'idir. «yetîm» infirad ma'nasına «yetem» den me'huzdur. Netekim emsalsiz incuya «dürriyetîm» denilir. İşbu infirad ma'nası mülâhazasile babası vefat etmiş olana yetîm ıtlak edilmiştir ki, böyle yetîm kalmağa da (........) nın zammiyle «yütm» denilir. Binaenaleyh bihasebillûga bu ismin hakkı gerek sagîre ve gerek kebîre ıtlak olunabilmesidir. Çünkü babadan infirad ma'nası bakidir. Fakat bihasebil'örf henüz kendini kurtaracak çağa baliğ olmamış bulunanlara muhtastır, Bu cihetle «yetîm» kelimesi bir za'f ve alel'husus zafı akıl ve noksanı re'iy ma'nasile de alâkadardır. Ve bundan dolayı bülûğdan sonra bile rüşdünü bulamıyanlar üzerinde yetîm ismi lûgaten ve örfen bâki olabileceği gibi zevcinden münferid kalan kadınlara dahi yetîm ıtlak edilir. Netekim Resulullah bu ma'nada (........) buyurmuştur ki, bu istizanın sagîreye ait olamıyacağı ma'lûmdur. Diğer bir Hadîs-i şerifte de (........) = yetîm ve kadın, bu iki zaiyf hakkında Allahdan korkunuz» buyurulmakla yetimin za'f ma'nası gösterilmiştir. Maamafih şeyhuhat veya kühulet devrinde bulunan erkek zaiyfül'akıl ve nâkısürre'y dahi olsa ona yetîm denilmediği de ma'lûm bulunduğundan erkeğe yetîm ıtlakı ancak hali sıgarda veya henüz ona yakın bir çağda bulunması i'tibarile olduğu halde kadına babasından infiradı i'tibarile aynı ma'nada ve kocasından infiradı i'tibarile kebîre iken dahi yetîm ıtlak edilmiştir. (........) ihtilâmdan sonra yetimlik yoktur» Hadîs-i şerifinin de yetîmin ma'nayı lûgavî ve örfisini değil, hükmi şer'îyi, ya'ni bülûğtan i'tibaren yetîmlik hükmünün kalkabildiğinin beyan olunduğu anlaşılıyor ki, bununla da yetîmin ma'nayı şer'îsi takarrür etmiş olur. Şu halde örfi lûgat noktai nazarından yetamâ ve eytam denilince babaları vefat etmiş oğlan veya kız küçükler ve tazeler anlaşılabileceği gibi kocasız kalmış kadınlar da anlaşılabilecektir ve bunların hepsi şayanı merhamet ve mevridi ittikadır. Alel'umum eytamın mallarından başka nefisleri ve ırzları ve alelhusus her iki ma'nadan biriyle yetim olan nisvanın nefisleri ve ırzları da en ziyade korunması lâzım gelen mevakı'i ittikadandır. Bunun için |
﴾ 2 ﴿