141

Onla ki, sizi gözetiyorlar: eğer Allahdan size bir feth olursa "beraber değilmiydik?" diyecekler ve eğer kâfirlere bir nasîb düşerse "biz sizden üstün gelmedik mi? sizi mü'minlerden kurtarmadık mı?" diyecekler, artık kıyamet günü Allah beyninizde bir yol verecek değil

(........) O münafıklar ki, sizi gözetir beklerler (........) derken Allah tarafından size bir fütuhat oluverirse (........) biz sizinle beraber değil mi idik derler, hemen ganimete konmak isterler (........) ve şayed nasîb kâfirlerin olur, zafer kâfirlere nasîb oluverirse o zaman da onlara (........)

biz size üstün gelmedik mi? Ve sizi mü'minlerden sıyanet eylemedik mi? Derler. Onlara minnet edib bir hıssa kapmak isterler.»- Bu kelâm başlıca iki ma'nâya müsaiddir. Birisi «fursat elimizde değil mi idi? Biz de mü'minlerle beraber olub size harb etse idik sizi mağlûb ve perişan etmez mi idik? Halbuki siz daşarıdan uğraşırken biz kal'ayı içinden feth ettik, mü'minlere yardım etmedik. Sizin hısabınıza onlara propaganda yapdık, aldattık kalblerine za'f düşürdük ve nihayet bu sayede siz muzaffer oldunuz. Binaenaleyh bu bizim mevkıimiz sizden yüksektir» demek olur ki, ekser müfessirîn bunu tercih etmişlerdir. Diğeri de «siz Müslimanları kuvvetli zannedib Müsliman olacak iken biz sizi men'etmedik mi? Muhammedin işi zaiyfleyecek siz kuvvetleneceksiniz diye sizi iymandan vaz geçirmedik mi? Bakınız işte dediğimiz oldu, bizim re'yimiz size galib çıktı binaenaleyh galebe, asıl bizimdir. Bu zaferin ganimetine sizden ziyade biz lâyıkız» demektir ki, ba'zı müfessirîn de bu ma'nâyı ihtiyar etmişlerdir.

(........) Binaenaleyh bu böyle kalmıyacak, yevmi Kıyamette Allah beyninizde hukm edecek, o zaman mü'min ile Münafık temamen seçilecektir. Dünyada zâhir ile hukmolunur zâhirde kelimei şehadeti söyleyib Müsliman görünene Müsliman muamelesi yapılır. Fakat Âhıret için ise böyle değildir. Şunu bilmelidir ki, (........) Allah kâfirler için mü'minler üzerine kat'iyyen yol vermez.» -Dünyada ba'zan kâfirler zafer kazansalar, mü'minlere hâkim görünseler bile bu bir yol, bir kanun, bir şeriat değil, muvakkat ve arızî bir imtihan ve istidracdır kalblere nüfuz edecek huccet ve bürhandan mahrum, gelib geçici şeylerdir. (........)

ehli hakk-u adil behemhal onlara galebe eder. Dünyada olmazsa Âhırette galebe eder. Şer'i İlâhîde kanunı hakta mü'min kâfirdne daima azîzdir. Onun altında kalmaz. Ona payimal olmaz, ızzetiyle ölür, ızzeti hakkı çiğnetmez. Ve işte bu hikmete mebindir ki, bir mü'minenin kâfire tezvici caiz olmaz, küfrolur. Çünkü onu ona tezvic etmek, mü'min üzerine kâfire yol vermek, o mü'mineyi kâfirin istilâsına terk etmektir. Allah ise (........) buyurmuştur.

141 ﴿