| 7Allah’ın üzerinizdeki ni'metini ve sizi (.........) dediğiniz vakit bağladığı misakını unutmayın, Allahdan korkun, çünkü Allah bütün sinelerin künhünü bilir (.........) ve Allah’ın size olan ni'metini ve alelhusus ni'meti islâmı unutmayınız, zikr-ü fikrinizden çıkarmayınız, daima yad ile şükrediniz ki, namaz bu şükür cümlesindendir. (.........) ve o misakı yad edib iyfa ediniz ki, Allah onunla sizi (.........) dediğiniz zaman tevsık etmiş, muhkemleştirmişti.» -Burada Sûre-i Bakarenin hatimesindeki (.........) îman ve tevsikatına bir işaret bulunduğu zâhirdir. Bu misaktan murad, leylei Akabede ve Bi'atürrıdvanda vakı' olan misak olduğu ve Resulullah ile olan bu misakın Allah’a isnadı (.........) medlûlüne mübteni bulunduğu da söylenmiş ise de bunun tekvini âlem ve hılkati Âdemde mündemic olub Fatihada (.........) diye akdedilen ve sonra peyderpey bütün müslimanların Peygambere yüsr-ü usr, neşat-ü keder cemi'i ahvalde sem'u taat esası üzere îman ve ittiba' ve bi'atlariyle tevsık olunan ve binaenaleyh bütün misaklara şamil bulunan ahdi ezelî olması daha vazıh ve daha müreccahtür. Mücahid, bu misaktan murad (.........) âyetinde beyan olunan (.........) misakı olduğunu, Süddî de Allahü teâlânın tevhid ve şerai' hakkında nasbetmiş olduğu delâili akliyye ve şer'iyye olduğunu söylemiş ve ekser mütekellimîn bunu ıhtiyar etmişlerdir ki, bunların hepsi aynı meale raci'dirler. Çünkü asıl misak birdir. Taaddüd eden bunun suveri tevsikıyyesidir. Hattâ bu tezkir de bir tevsıktir. Bu tezkirin kıyyesidir. Hattâ bu tezkir de bir tevsıktir. Bu tezkirin hasılı (.........) icabının kabulu sebketmiş olduğunu ıhtar ile icrasıın tevsıktır. Binaenaleyh ma'na şöyle demek olur: «Hılkatinizin bütün safahatı mütekaddimesinde ve aczi mutlakınızın huküm sürdüğü edvari vücudiyyenizde fıtraten bağlanmış olduğunuz ve sonra ihtiyaclarınızın tazyık eylediği, emellerinizin kaynaştığı şuurlu demlerinizde akl ü fikrinizle samimi kalbinizden kopan münacatlarınızla (.........) diye kuvvetli misaklarla tevsık eylediğiniz o ahdı ubudiyyeti, semeratını vermeğe, ni'metlerine irmeğe başladığınız eyyamı vüs'at ve hengâmı muvaffakıyyette unutuvermeyiniz de o ni'meti İslâmı ve hidayeti îmanı zevkı şükrân ile yadedib akıdlerinizi temamen iyfa eyleyiniz (.........) ve Allahdan korkunuz da bunları unutub nankörlük etmeyiniz, kalbinizi bozmayınız. Çünkü (.........) dur. Sinelerinizde gizlenen en hafiy şeyleri bilir, binaenaleyh yalnız tahareti cismaniyye ve zâhiriyye ile değil, hem cismanî hem ruhanî, hem zâhirî hem bâtınî bir tahareti kâmile ile tayyib ve pâk olarak kemali ubudiyyetle huzurı İlâhîye geliniz ve ni'metin tamamına irib şükrediniz. O halde: (.........) Dini tevhidin gayei ahlâkıyye ve hıkmeti ictima'iyye ve siyasiyyesini hulâsa eden bu âyetin nazîri Sûre-i «Nisa» da geçmiş idi. Fakat orada (.........) buyurulmuştur. Gerçi iki ma'nânın mütelâzim olduğunda şübhe yoktur. Elbette kaim bil'adl olan kaim lillâh, kaim lillâh olan da şahid bil'adil olur. Ve binaenaleyh ifade sırf kelâmda bir tefennün ve tenevvü'den ibarettir zannedilebilir. Lâkin dikkat edilirse anlaşılır ki, orada asıl maksad, Tu'me hâdisesinde olduğu gibi mahabbet ve iltimas mevakıinde adl-ü hakkaniyyeti gözetmek, kendisi ve sevdiği taallûkatı aleyhinde bile olsa hakkı i'tiraf ve adâleti icra ettirmekti. Burada ise maksad, adavet ve nefret mevakıınde adl-ü hakkaniyyeti gözetmek, düşmanın lehinde bile hakk-u adaleti iltizam ve tatbik etmektir. Ya'ni orada siyaseti dahıliyye, burada ise siyaseti hariciyye noktai nazarı galibdir. Saniyen orada siyakı kelâm kullara adalet ile Allah’a ıhtısas ve ubûdiyyet ile kullara adaleti te'mindir. Her iki noktai nazarla da evvelkinde kıyam bil'adl ile, burada kıyam lillâh ile başlamak münasib olduğu dergâhdır. Binaenaleyh: | 
﴾ 7 ﴿