14

"Biz, Nasarâyız" diyenlerden de misaklarını almıştık derken bunlar da ıhtar edildikleri hakıkatlerin bir çoğunu unuttular, biz de aralarına Kıyamet gününe kadar sürecek buğz-u adavet bıraktık, yarın Allah onlara ne san'atler yaptıklarını haber verecek

(.........) o «biz Nesârâyız» diyenlerden kendilerine «Nesârâ» namı veren, Nesârâ oldukları iddiasında bulunan Hıristiyanlardan dahi biz öylece misak almıştık» -bunlar da İncil mucebince Allah’a ve Resullerine îman edecekler, Tevrat ve diğer kütübi münzelei İlâhiyye ile amel eyliyeceklerdi ki, bu miyanda ruhı hakkolan Hatemülenbiyada bilhassa dahil idi, fakat (.........) çok geçmeden bunlar da misaklarından, tezkir ve ıhtar olundukları şeylerden mühim bir kısmı, en ziyade hazz-u nasıb alacakları esaslı noktaları terkedib unuttular, misaklarını bozdular, ezcümle tevhide ve ruhulhakk olan Hatemülenbiyaya îman bu miyandadır. Unuttuklarından dolayı (.........) biz de aralarında kıyamete kadar buğz-u adaveti kışkırttık»- biribirlerini tekfir edib buğz-u nefret saçtılar, yekdiğerinin kanlarını döktüler, kıyamete kadar da dökeceklerdir. (.........) ne yaptıkları, ne san'at işlediklerini de Allah ileride kendilerine haber verecektir -o zaman san'atlarinin cezasını görecekler, acısını tatacaklar, ne yaptıklarını anlayacaklardır.»- Bu cümle şedid bir azab ile vaid ve inzardır. Netekim lisanımızda da «ben sana bu yaptığımı anlatırım» demek şiddetli bir tehdid ifade eder. İsmi celâlin tasrihı da terbiyei mehabet içindir. Yaptıklarına san'at ta'bir olunması da iki nükteyi ihtiva eder ki, evvelâ bunların bu fena amellerde rusuhları olduğunu, nakzı misakı, ihmali kitabı, buğz-u adavet saçmayı ve daha bir takım seyyiatı san'at ittihaz eylediklerini iş'ar eder.

Saniyen bunların sanayi' ile iftihar eylediklerini iyma ederek Yehudîlerin ticaret sevdasiyle dini, Allah’ı ve Âhıreti unutmaları alel'ekser ticarette zarar-ü ziyan ile tasvir olunduğu gibi bunların da san'at sevdasiyle Allah’ı Peygamberi diyn-ü diyaneti unutmaları muzır bir san'at olarak tasvir edilmiştir. Ta'zib-ü mücazattan (.........) diye tenbie, ya'ni ıhbar-ü ı'lâm ile ta'bir buyurulması da bunların yaptıkları a'mali seyyienin netaici Uhreviyyesiyle hakıkatinden (.........) mucebince gafil bulunduklarını ve başlarına kıyamet kopmadan fenalıklarını anlamıyacaklarını iş'ar eyler. Bütün bunlarla beraber bu cümlede âtideki hıtabat ve beyanata bir tavtıe ve ızhar ma'nası dahi vardır. Zira bu miyanda yaptıklarının ba'zıları haber verilecektir. Bunun için bu noktada her iki Ehli kitaba tevcihi hıtab ile buyuruluyor ki, (.........)

(.........)

14 ﴿