85Böyle demelerine mukabil Allah da kendilerine sevab olarak altından ırmaklar akan Cennetleri verdi, içlerinde muhalled kalmak üzere onlar ki, işte muhsinlere mükâfat odur (.........) Allah da onlara ı'tikad ve ıhlas ile söyledikleri bu sözleri sebebiyle altlarından ırmakla akan Cennetleri sevab ve mükâfat olarak bahşetmiştir, orada muhalled kalacaklardır. (.........) muhsinlerin ya'ni husni nazar, husni niyyet ve husni amel sahiblerini, ta'biri aharle yaptıkları işi en güzel suretle yapmayı ı'tiyad edenlerin cezası da budur. Rivayet olunuyor ki, bu dört âyet Necâşî ve Eshâbı hakkında nâzil olmuştur. Muhâcirîni evvelînin Habeşistana hicret ettikleri zaman Mekke müşrikleri akralarından bir hey'et göndermiş ve Necaşîyi aleyhlerinde tahrik-ü teşvık ederek onları tazyık ve perişan ettirmek istemişlerdi. Bunun üzerine Necâşî ileri gelen kıssisîn ve rühban ile bir meclis akdetmiş ve müslimanlarla müşrikleri de oraya da'vet eylemiş idi. Bu mecliste içtima' ettikleri zaman Necaşî müslimanlara hıtaben «kitâbınızda Hazret-i Meryemin zikri var mıdır?» diye sormuş Ca'fer İbn-i Ebi Talib Hazretleri de «evet onun namına mensub bir sûre vardır» demiş (.........) âyetine kadar Sûre-i Meryemi arkasından (.........) ya kadar Sûre-i (.........) yı kıraet etmiş ve binaenaleyh Necâşî ağlamış idi. Bil'ahare Necâşî Medînede Resulullaha yetmiş kişilik bir hey'et göndermiş, Resulullah da onlara Sûre-i (.........) i kıraet buyurmuş, kezalik bunlar da ağlamışlar ve îman etmişlerdi. Bu âyetlerde bunların hallerini tasvir ederek nâzil olmuştur. Ilh... Bunun için ba'zı müfessirîn bu âyetlerin hukmü bunlara ve şiddeti adavet kazıyesinin de zamanı risalette bulunan Medîne Yehudîlerine mahsus olduğuna kail olmuşlardır. Fakat âyetin zahiri amm olduğundan ekseri müfessirîn her iki kavmin cins cinse mukayeselerini natık bulunduğunu beyan etmişlerdir. Fil'vakı' Abdullah İbn-i Selâm ve emsali gibi, Yehudîlerden dahi bu suretle îmana gelenler bulunmuş ise de bunlar nâdir, Nesârâdan îmana gelenler ise evvel-ü âhır çok bulunduğundan her halde kabiliyyeti iymanın ve kurbi meveddetin Nesârâda daha ziyade olduğu gösterilmiştir. Muhsinler böyle, bunlara mukabil |
﴾ 85 ﴿