6Görmediler mi önlerinde kaç karın helâk ettik, bu yerde onlara size vermediklerimizi vermiştik ve üzerlerine Semayı bol bol salıvermiştik, ırmakları ayaklarının altından akar bir hale getirmiştik, öyle iken onları günahlarıyle helâk ettik de arkalarından yeni bir karın olarak başkalarına neş'et verdik (.........) görmedilermi onlardan evvel biz ne kadar karn helâk ettik?.»- KARN, iki ma'nâya gelir: Birisi zamandan bir müddette mukterin olan ümmet, bir zaman ehalisi olan heyeti ictimaiyye ki, (.........) Hadîs-i şerifi bu ma'nâyadır. Bunda sivrilmek veya mukarenet etmek ma'nâsı vardır. Bu mukarenet veya efradın yekdiğerine mukareneti veya bir Peygamber, bir âlim, bir reîs gibi büyük bir şahsıyyete mukareneti mülâhaza olunur. Diğeri de müddeti zamanın kendisine denir ki, asır gibi ekseriyyetle yüz sene takdir edilmiştir. Burada murad evvelkidir. Ya'ni biz, zaman zaman ne sivrilmiş ümmetler, ne cemaatler helâk ettik ki, (.........) bu Arzda size vermediğimiz müknet ve kuvveti onlara vermiş idik.- Ya'ni yer yüzünde onlara öyle mekân ve vatan verdik ve o vatanda onları öyle yerleştirdik kararlaştıkdırk ve kendilerine öyle kuvvetler, aletler, servetler bahşeyledik idi ki, ey ehli Mekke size o kadar kuvvet ve müknet-ü mekânet vermedik (.........) ve üzerlerine Semayı, semanın feyzını göndermiş de göndermiştik (.........) ve nehirleri öyle yapmış idik ki, altlarından akıyor da akıyordu.» - Ya'ni böyle Cennet gibi vatanlarda üstlerinden altlarından ni'metlere müstağrak olarak ucuzluk, bolluk içinde, nehirler, bağlar, bahçeler, meyvalar arasında safa ile yaşıyorlardı. Derken (.........) biz o ümmetleri günahları sebebiyle mahv-ü helâk ettik.»- O müknetler bu servetler kendilerini kurtaramadı, hepsi mahvoldu (.........) ve arkalarında yerlerine diğer nesiller, başka cemaatler ihdas-ü ikame ettik.» -Hâsılı Allahü teâlâ sizden evvelki Âd ve Semûd vesâire gibi akvamı günahları yüzünden helâk edib ecellerini yetirmeğe ve yerlerine başkalarını ihdas-ü ikame edib onlarla yer yüzünü ıslah-u i'mare kadir olduğu gibi size de böyle yapmağa kadirdir. Bundan anlaşılıyor ki, ümmetlerinin hulûli ecelinde zünub-ü hatıâtın sebebiyyeti mühimdir. Ve bu ecel, eceli mes'uliyyetten bir lâhzadır, Maamafih böyle olması ne onun mukadder olmasına mani'dir. Ne de ecelin taaddüdünü istilzam eder. Ancak şu sabit olur ki, bir ümmet vezâifinde kusur etmezse onun pek uzun müddet devam ve bekasi mümkin olacaktır. Ve her halde helâk olan ümmetlerin sebebi helâki kendi günahları olmuştur. Ya Muhammed |
﴾ 6 ﴿