120Günahın açığını da bırakın gizlisini de, çünkü günah kazananlar yarın kazandıklarının cezasını muhakkak çekecekler (.........) ve ismin zahirini de batınını da terkedin: Kötü fi'lin açığını da yapmayın gizlisini de. -İsmin zahiri, kötü fi'lin açığı ta'biri evvel emirde iki ma'nâyı tazammun eder. Birisi açıktan açığa alenen yapılan kötü fiil, diğeri de velevse gizli yapılsın kötülüğü, kötü olduğu açık ve bedihî olan fiil demektir. Buna mukabil ismin batını da iki nevi demek olur ki, birisi gizli yapılan kötü fiıl, birisi de velevse açıktan yapılsın kötülüğü hafiy ya'ni fenalığı ibtida açıktan açığa anlaşılmaz, sonradan meydana çıkar ve binaenaleyh evvel emirde günah olduğunun anlaşılması bir delil ve habere tevakkuf eden kötü fiıldir. Bundan başka bir fiıl ya zina hırsızlık vesaire gibi cevarıh ile yapılır veya i'tikadsızlık, hased, kibir gibi sırf kalb ile yapılır. Ve ismin zâhir ve bâtını ta'biri bu farka da şamil olursa da bu evvelkilerin zımmında dahildir. Hasılı isim, günah, ma'sıyet, kötü fiıl demektir. Ve bunun bir zahiri vardır bir de batını. Zahiri ya kendisi ya kötülüğü veya her ikisi açık ve belli olanı, batını da buna mukabil ya kendisi, ya kötülüğü veya her ikisi gizli, hafiy olanıdır. Kendisinin gizli olması da ya mücerred ef'ali kalbiyyeden olmasiyle olur. Veya tenhada yapılmasiyle olur. Ve bunların hepsinden sakınmak lâzım gelir. Çünkü (.........) ne olursa olsun isim kazananlar (.........) kazana geldikleri isimleriyle ileride cezalanacaklardır.» -Binaenaleyh zâhir olanın cezası var da bâtın olanın cezası yok zannetmemeli hepsinden sakınmalıdır. Bu âyet, alelumum ahkâmı hurmet hakkında bir aslı küllî beyan etmektedir. Ya'ni Allah’ın nehyettiği, haram kıldığı şeylerden açıktan açığa herkesin anlayıvereceği zâhirî fiıllerden, açık kötülüklerden ıbaret değildir. Öyle gizli ve bâtınî fenalıklar da vardır ki, herkes için keşf-ü takdiri fehm-ü idraki müteassir veya müteazzirdir. Ve işte Allah’ın tafsıl ve beyan ettiği haramların, günahların bir kısmı ve hattâ ekserîsi böyle insanların kendi akılları ve takdirlerile fehm-ü idrâk edemiyecekleri batınî kötülüklerdir ki, bunlar ancak şer'ın vürudiyle ve ıhbar ve irşâdi ilâhî ile bilinebilir. Ve bu suretle umum için aklen zâhir ve ma'lûm bulunan kötülüklerden başka aklen bâtın ve hafiy olan bir çok kötülükler dahi şer'an zâhir ve ma'lûm bulunur. Ve hepsinin zararından, cezasından içtinab ancak şer'a temessük ile mümkin olur. Ve böyle beyanı şer' iledir ki, (.........) olmuştur. Maamafih (.........) bu ikisinin ortasında şüpheli görülecek hafiy ba'zı şeyler daha vardır ki, bunlar da bâtın isimde dahildirler. Bunları anlayıb terkedebilmek de (.........) medlûlünce zâhir ve beyyin ve yakînî surette ma'lûm bulunan bir beyani şer'î ve aslı ılmîye bil'içtihad irca' ve ilhak edilerek şüpheli tarafın atılması ile mümkin olur ki, hevaya istinad ile ılme istinad farkının en ziyade dikkatle gözedileceği nokta da bu noktadır. Kötülük ne olursa olsun kötü ve kesbedenler için akıbet cezayı müstelzim bir muzırrolduğundan Allahü teâlâ ismin zahirini de batınını da terketmeyi emreder. Ve bunun için berveçhi âti tafsıl ve beyan olunan haramların fenalığı ve hikmeti hurmeti hepinizin nazarında zahir olmasa bile Allah’ın ılmine ı'timad ve emrine ittiba' ederek ismin zahirini de batınını da açıkta ve gizlide gözünüzle ve gönlünüzle terk ediniz. |
﴾ 120 ﴿