6Sonra elbette Peygamber gönderilen ümmetlere soracağız, elbette gönderilen Peygamberlere de soracağız (.........) alel'umum kendilerine Peygamber gönderilmiş olanlara elbette ve elbette soracağız. -Gönderilen Peygamberleri nasıl, ne cevab ile karşıladınız, (.........) diye suâle çekeceğiz (.........) ve gönderilmiş olan bütün Peygamberlere de elbette ve elbette soracağız.- (.........) Medlûlünce ne suretle, ne cevab ile karşılandınız? diye suâl edeceğiz. İki nevi' suâl vardır. Birisi tevbih ve muâheze suâlidir. Nitekim bu ma'nâ ile lisanımızda «iyi belle bunu ben sana sorarım» denilir. Diğeri de anlayıb öğrenmek için isti'lâm suâlidir ki, bu ma'nâca da «bilmiyorum sorayım» denilir. İşte (.........) kezalik (.........) âyeti celilelerinde ins-ü Cinden mücrimlerin hiç biri o gün günahlarından sorulmaz buyurulması bu ma'nâyadır ki, mücrimiyyetleri simalarından belli. Cürümleri bütün vesaikıyle ma'lûm ve mazbuttur. Kendilerinden veya şundan bundan sormağa hacet yoktur demektir. Buna mukabil burada mürselünileyhime ve mürselîne elbette ve elbette soracağız buyurulması da bütün kâfirleri bütün Peygamberler muvacehesinde suâli tevbıh ve muahaze ile mes'ul edeceğiz demektir. Bunun için buyuruluyor ki, Elbette ve elbette soracağız da |
﴾ 6 ﴿