10Ve şâyed ona dokunan bir zarruretten sonra bir saadet tattırıverirsek, her halde benden bütün seyyiat gitti der ve şüphesiz sevinir öğünür (.........) Ve şayed ona dokunmuş olan bir sıkıntıdan sonra hoş bir ni'met tattırıversek - meselâ hasta iken iyileşir, zügürt iken zenginleşiverir, zelîl iken azîz, ma'zul iken mansûb oluverirse (.........) her halde benden o kötülükler, o musibetler gitti der - bir daha başına sıkıntı gelmiyecek zanneder (.........) artık ferih fehurdur - Allah korkusu hatırına gelmez, ferahlı ferahlı gururlanır, o ni'metin hukukunu eda ile hamd-ü şükredecek yerde onunla şuna buna iftihar eder durur. Hasılı insan Dünyada ya ni'metten ya zaruretten hali olmaz. Gâh onunla gâh bununla imtihan olunur. Ve insan fıtraten rahmetten zevkıyab ve nez'inden müteellim olur. Her iki halde rahmetten rahmâni rahîmi ve nez'inden onun ihtiyarını, hıkmet ve imtihanını ve nihayet gadab-ü azâbını tefekkür ederek mucebince Âhıretini düşünüp ahseni amele sa'yetmek lâzım gelirken insan cinsinde öyle zalûm ve cehûl bir haleti ruhiyye vardır ki, çokları mun'ımi düşünmez, ni'met ve zaruretin gayei hikmetiyle alâkadar olmaz da ni'met tecribesi gördüğü halde o elinden alınıverdiği zaman her şeyi unutur bir yeûs ve kefûr kesilir. Ve böyle zaruret tecribesi gördüğü halde bir ni'met tadınca da bir daha acı görmesi imkân ve ihtimali kalmamış ve o ni'met, sırf kendisinin eseri kudreti imiş gibi istikbalden emin olarak ferahlanır, iftihar eder durur ki, zikrolunan inkâr ve istihzalar bu haleti ruhiyye ile alâkadardır. |
﴾ 10 ﴿