66Dedi: ihtimali yok onu sizinle beraber göndermem, tâ ki, bana hepiniz ihata edilmedikçe onu behamehal getireceğinize dâir Allahdan bir mîsak veresiniz, vaktâ ki, misaklarını verdiler, dedi ki, Allah söylediklerimize karşı vekil (.........) onu, dedi, asla sizinle beraber göndermem (.........) ta ki, Allahdan bana bir mîsak veresiniz - ya'ni Allah’a yemin edesiniz (.........) ki, onu her halde bana getireceksiniz, meğer hepiniz ihata edilmiş olasınız - ya'ni hepiniz her cihetten mağlûb olmuş, yapacak hiç bir çareniz kalmamış, hepiniz helâk olacak, takatınız yetmeyecek bir vaz'ıyyete giriftar olmuş bulunasınız. Kaderin ne kadar şayanı dikkat bir cilvesidir ki, yemîni son derece tevsık suretinde irad olunan bu istisna ile Ya'kub ilerideki ihata vaz'ıyyetini sanki ihzar etmiş ve gûya o hususdaki ademi mes'uliyyeti tevsık eylemiştir. Onun için demişlerdir ki, (.........) belâ, dile müvekkeldir. (.........) Bunun üzerine vaktâ ki, kendisine mîsaklarını verdiler (.........) «Allah, sözlerimize karşı vekil» dedi - şayanı dikkattir ki, «şâhid» veya «kefil» dememiş «vekil» demiştir. Demek ki, maksadı yalnız şehadet değil, icradır. Ve demek ki, bu babda kefalete de delil yoktu (.........) ise kat'îdir. Ya'ni onun tevfıkı olmadan biz bu sözleri, bu teahhüdleri iyfa edemeyiz. Bizim hesabımıza bunları icra ediverecek kudret ve irade ancak onundur, Muvaffakıyyeti ondan dileriz. |
﴾ 66 ﴿