4Arzda mütecavir kıt'alar, üzüm bağları, ekinler, hurmalıklar, çatallı çatalsız hepsi, bir su ile sulanır, halbuki yemişlerinde ba'zısını ba'zısına tafdıl ediyoruz, her halde bunda aklı olan bir kavm için âyetler var (.........) Arzda birbirine mücavir bir takım kıt'alar da var - ki, birbirine yakın veya muttasıl oldukları halde ahval ve evsafları yekdiğerine benzemez, ekalîm ve arazı ne kadar mütefavittir. Şurası çorak şurası münbit ilh... Tabiat hâkim olsa bunlar olabilir mi idi (.........) ve türlü türlü üzüm bagçeleri (.........) ve ekinle (.........) ve hurmalıklar var ki, (.........) çatallı ve çatalsız (.........) hep bunlar bir su ile sulanır. - Ya'ni esbab ve şeraitı tabiıyye hepsinde müsavi, böyle iken (.........) biz onların yemişlerinde ba'zısını diğerine fâık kılarız. - Üzüm üzüme, hurma hurmaya benzemez. Bir ağaçta yanyana biten iki yemişin biri diğerinden daha tatlı olur. Demek ki, tabiat hâlen de tahavvül etmektedir. Ve bu herkesin gördüğü ve anlaşılabileceği bir vechi delâlettir. (.........) Şüphesiz bunda, ya'ni tabiî mebdein vahdaniyyetile beraber bu tafsıl ve tafdılde (.........) aklı olan bir kavm için her halde bir çok âyetler vardır. - Aklı olan ve mucebince amel eyleyen ferdler veya cemaatler her halde tabiatler üzerinde bu ibdaât ve tagyirâtı yapıp duran kudreti fatıranın ibdaye de iadeye de kadir olduğunu anlar ve likaullaha yakîn hasıl ederler. (Sûre-i «En'am» da (.........) sahifesine ve alelhusus (.........) kayidlerine bak) bunları anlamıyanların ya akılları yoktur veya aklın muktezasına bakmazlar da hevaları peşinde koşarlar. |
﴾ 4 ﴿