9

Yoksa Eshabı Kehf-ü Rakıym bizim âyâtımızdan bir acîbe oldular mısandın

(.......) yoksa zannettin mi ki, (.......) Eshabı kehf-ü rakıym - KEHF, dagda mağara ve bilhassa geniş olanı ki, küçüğüne gar denilir. Türçesi «in» dir. RAKIYM, bizim kitâbe ta'bir ettiğimiz yazılı taş veya ma'den veya saireden levha demektir.

Ya'ni bervechi âti kıssaları zikrolunacak olan Kehif ve Rakıym sahibleri (.......) âyetlerimizden bir acîbe oldular? -

Ya'ni kuru topraklardan şayanı hayret ziynetler çıkarıp insanları ibtilâ ile imtihan eden ve bu suretle en güzel amelleri ibtilâ içinde ızhar eyliyen ve nihayet bütün o ziynetleri mahvettiği halde güzel iş yapanları güzel ecr ile ebedîleştirecek olan kudreti ilâhiyyemizin hepsi acaib ve bedi' olan âsar-u alâmâtı miyadından eshabı Kehif ve Rakıym tek bir acîbe, şaşılacak bir âyet mi oldular sandın? Hayır bunda şaşılacak bir şey yoktur. En güzel amelleri en şayanı hayret alâmetleri sonu türab olan Dünya ziynetine, Dünya hayatına aldanmıyan mübtelâlar içinden ızhar etmek âdeti ilâhiyyedir. Allah ona benzemez daha neler yapmış ve yapacaktır. Binaenaleyh başkaları taaccüb etseler de daha büyük âyetlere mazhar ve daha güzel amel kendisinden matlûb olan sen ozanda bulunmıyarak şunu yad et : (.......)

9 ﴿