14

O vakıt ki, kıyam ettiler de dediler: bizim rabbımız Göklerin ve Yerin rabbı, biz ıhtimali yok ondan başka bir ilâhe tapmayız, doğrusu o surette cidden saçma söylemiş oluruz

(.......) ve kalblerine rabıta verdik - metanetleştirdik (.......) o vakıt kıyam ettiler de dediler ki, (.......) bizim rabbımız, bütün Semavât-ü Arzın rabbıdır (.......) biz ondan başkasına hiç bir vakıt ilâh demeyiz (.......) doğrusu o vakıt akıldan uzak, hadden efzun bir yalan söylemiş oluruz - çünkü ondan başka ilâh, muhaldır. Yalandır - işte bu yiğitlerin işlerinin esası bu idi : Müşriklere karşı kıyam ile i'lânı tevhid.

Bu kıyamın sureti cereyanı hakkında muhtelif rivayetler vardır. Muhammed İbn-i İshakın nakline göre şöyle zikredilmiştir, ehli İncilin işi herc-ü merc oldu, içlerinde ceraim büyüdü, mülûk, tûğyan etti, bu melikler putlara tapıyor, putlar için kurbanlar kesiyorlardı. Bu babda pek ileri gidenlerden biri de Rum mülûkünden Dekyanus idi. Rum diyarını dolaşıp putperestliği kabul etmiyen Isevîleri katl ediyordu, nihayet Eshabı Kehfin şehri olan «Dekinos» a idi. İner inmez ehli îmanı ta'kıb ve derdestini emretti, ehli îman şuraya buraya kaçıp gizlenmişlerdi. Şehrin küffarından ta'yin ettiği zabıtası ehli îmanı ta'kib ediyor, gizlendikleri yerlerden çıkarıp Dekyanosa getiriyorlardı, o da putlara kurban kesilen mezbahalara sevkedip putperestlikle katil beyninde tahyir ediyordu. Alçak Dünya hayatına rağbet edip bu katilden korkanlar dediğini yapıyorlar, hayatı ebediyyeyi tercih edenleri de katledip, parçalayıp şehrin sûruna ve kapılarına asıyordu.

Bunu gören o bir kaç genç, Rumuz zadegânından ve bir kavle göre melikin havassından hur gençlerdi, çok müteessir oldular, bu fitnenin def'i için Allahü teâlâya göz yaşlarıle tezarru' ederek namaz kılıp dua ediyorlardı. Cebbarın avenesi bunları ıhbar ettiler, binaenaleyh halvetlerinde bastırıp huzuruna ıhzar ettirdi ve biraz şeyler söyledikten sonra bunları ya putlara ıbadet veya ölüm ile tahyir etti. O vakıt o yiğitler de «bizim, dediler: bir ilâhımız vardır ki, azamet ve ceberutu Semavât ve Arzı doldurdu. Biz ondan başka birine ilâh demeyiz, asla taabbüd etmeyiz, senin da'vetine ıkrar vermek ıhtimalimiz ebediyyen yoktur, hukmün ne ise yap». Binaenaleyh üzerlerindeki fâhir elbiselerin soyulmasını emredip yanında çıkardı ve kendisi mühim bir iş için Ninova şehrine gitti ve avdet edinciye kadar onlara teemmül için mühlet verdi, ıttiba' ederlerse ederler, yoksa diğer müslimîne yaptığını yapacaktı. Bunun üzerine yiğitler dinlerini muhafaza için karar verip şehrin yakınındaki «Benclüs» dağında sarp bir mağaraya gizlenmeğe karar verdiler her biri babasının hanesinden bir şey aldı, ba'zısını tasadduk ettiler, mütebakısını nefaka edindiler ve gidip mağaraya sığındılar, gece gündüz namaz kılıyorlar, Allahü teâlâya enîn ve figan ile niyaz ediyorlardı. Nefakaları işini Yemlihaya tafvız ettiler. O sabahleyin bir miskin kıyafetine girerek şehre giriyor, lâzım olanı alıyor, biraz da havadis tecessüs edip arkadaşlarına dönüyordu.

Cebbar, şehre avdet edinceye kadar bu suretle durdular. Gelir gelmez bunları taleb ve babalarını celbettirdi. Babaları onların kendilerine ısyan ve mallarını yağma ile çarşularda israf edip dağa kaçtıklarını söyliyerek ı'tiraz ettiler. Yemliha, fenalığı görünce pek az azık alıp ağlıyarak vardı ve arkadaşlarına dehşeti haber verdi. Ağlaşarak secdelere kapanıp Allah’a yalvardılar, sonra başkalarını kaldırıp oturdular, yapacakları iş hakkında konuşuyorlardı. Derken Allahü teâlâ, bunlara bir uyku verdi, yattılar, nefakaları baş uçlarında uyudular kaldılar. Beride

Dekyanus hıddetinden ne yapacağını düşünüyordu. Onları uyutan Allahü teâlâ bunun gönlüne de mağaranın kapısını seddetmeği getirdi. Binaenaleyh Dekyanus mağaranın kapısını ördürülmesini emretti. Açlıktan susuzluktan ölsünler, mağaraları kabirleri olsun dedi, öyle yaptılar. Dekyanusun hanesinde iymanını gizliyen iki mü'min vardı, birinin adı «Pendros» o birininki «Runas» idi, bunlar Eshabı Kehfin isimlerini ve meseblerini ve kıssalarını iki kurşun levhaya yazıp bir bakır tabuta koyarak yapılan duvarın içine koymağı kararlaştırdılar ve yaptılar ilh... (.......)

Hasılı bu yiğitler Allahdan başka ilâh tanımaz, hakıkaten mü'min idiler, işleri de Allah’ın hidayet ve ısmetiyle dinlerini muhafaza için cebbar müşriklerin cebr-ü şiddetine karşı kıyam olmuştu. Şirke sapan ve Mesiha rab, ilâh diyen, Dünya ziynet ve hayatına rağbet eyliyen Nasârâya benzemiyorlardı, kalktılar, sözü bir edip kemali rabıta ve metaneti kalb ile ı'lânı tevhid ederek (.......) dediler ve kendilerile beraber böyle demeyip şirke sapan kavmlerini tahkır ve takbih için de şöyle söylediler :

14 ﴿