28Gelsinler kendilerine aid bir takım menfeatlere şâhid olsunlar ve En'am behîmelerinden kendilerine merzük buyurduğu kurbanlıklar üzerine ma'lûm günlerde Allah’ın ismini ansınlar da onlardan yeyin ve yoksulu, fakıri doyurun (.......) ki, kendilerine âid bir çok menfeatlere şahid olsunlar - Haccin hıkmetleri olan bu menfeatler, Sûre-i Mâidede (.......) ve (.......) buyurulduğu ve İbn-i Abbastan da rivayet olunduğu üzere hem Dünyevî olarak da müşahedei şeâirle ırfanî, ahlâkî, ticarî ictimaî bir takım menafi' vardır. Bu menafia hazır olsunlar (.......) ve kendilerini merzuk kıldığı en'am behîmesi üzerine ma'lûm günlerde Allah’ın ismini zikretsinler için - ya'ni (.......) diyerek Allah için kurban kessinler. Behimetül'en'am, deve sığır, koyun, keçidir. (Sûre-i Maidenin evveline ve Sûre-i En'amın ahırlerine bak). Hacc âyetlerinde eyyamı ma'dudat, eyyamı teşrik (Sûre-i Bakarede (.......) bak). Eyyamı ma'lûmat aşri Zilhicce veya eyyamı nahirdir. Zira, Zilhıccenin on günü âhirinde vaktı Hacc, Arefe ve Kurban bayramı olduğundan dolayı halkın bunları bilmeğe şevkı vardır. Ve binaenaleyh beyinlerinde ma'lûmdur. Bu sebeble İmamı a'zam Ebû Hanîfe ve İmamı Şafiî bu ma'lûm günlerin aşri Zilhicce olduğuna kail olmuşlardır ki, Mücahidin, Atanın, Katadenin, Hasenin kavilleri ve Said İbn-i Cübeyrin İbn-i Abbastan rivayetidir. Bu surette bu eyyamı ma'lûmatın kurbana zarf olması yevmi nahir ya'ni Kurban bayramı günü olan onuncu gün i'tibarile demektir. Halbuki Kurban, bayramın yalnız birinci günü değil ikinci ve üçüncü günleri de kesilebildiğinden bu üç gün eyyamı nahir namiyle ma'ruftur. Ve şu halde kurban kesilmek için ma'lûm olan günler bu eyyamı nahr ile tefsir edilmek lâzım gelir. Bunun için İmam Ebi Yusüf ve İmamı Muhammed eyyamı ma'lûmatın eyyamı nahriden ıbaret olduğuna kail olmuşlardır ki, muhtar olan da budur. (.......) Görülüyor ki, burada gıyabdan hıtaba ıltifat vardır ki, bununla hıtab Resulullaha ve ümmetine tahvil olunmuştur. Şüphe yok ki, Hazret-i İbrahim zamanında kesilen kurbanlardan ümmeti Muhammedin yemesi ve yedirmesi tasavvur olunamaz. Şu halde burada ki, «fa» nın bir iycazı hazf ifade eden «fa» i fasıha olduğu anlaşılır. Ve binaenaleyh ma'nâ şu olur: İmdi ya Muhammed ve ümmeti siz de o günlerde kurbanlarınıza ismullahı zikr ediniz de onlardan yeyiniz (.......) ve muhtac olan sıkılmışa it'am ediniz - yemek emri, ibaha; it'am emri vücub içindir. Ya'ni Kurban bayramı kurbanından sahıbinin yemesi caizdir. Bir mıkdarını fukaraya it'am vacibdir. Mendub olan, bir sülüüsünü kendisile âilesi, bir sülüsünü ahıbbası bir sülsünü de fukarâ için ayırmaktır. Ancak zikri gelecek olan nezir kurbanlarından sahibinin yemesi câiz olmaz. |
﴾ 28 ﴿