5Ancak onun arkasından tevbe edip ıslâhı hal edenler başka, zira Allah, gafurdur, rahîmdir (.......) Ancak ondan sonra tevbe edip kendilerini ıslâh edenler müstesna-ya'ni o kazif cinayetini yaptıktan sonra nedamet ederek sözünü geri alan ve onu telâfi etmek için haddine teslim olmak ve kazfettiği kimse ile halâllaşmaktan başlıyarak hal ve amelini düzelten kimseler fısk hukmünden müstesna olurlar. Tevbe ile haddin sakıt olmadığında icma' vardır. Ancak Şafiî mezhebinde bu istisnanın yukarıki cümleden ikisine raci' olduğuna ve binaenaleyh böyle tevbe ettikleri had, sakıt olmazsa da fıskleri zâil olduğu gibi şehadetleri de kabul olunabileceğine kail olmuştur. Lâkin Hanefî mezhebinde bu, yalnız sonundaki «fasikun» cümlesinden istisnadır. Haddi kazf ile mahdud olanlar tevbe ile hadden kurtulamıyacakları gibi şehadetlerinin kabul olunmaması da ebeden kaydile mukayyeddir. Te'bid ise istisnaya munafidir. Binaenaleyh bu hukümden istisnanın faidesi hukukı ıbad teallûk etmiyen ve mahza hukkullah olan cihette olur. (.......) Çünkü Allah, gafurdur, rahîmdir. -Mağrifeti çok rahmeti çoktur. Binaenaleyh tevbe ve ıslâh halinde muâhaze etmez fakat kazifte had ve şehadet yalnız hakkullah değil, aynı zamanda hakkı ıbâddır. Kazfolunanın da'vası üzerine cereyan eder. Binaenaleyh hakkı abid teallûk eder ve reddi şehadet hukmü, tevbe ile sakıt olmazsa da mücerred hakkullah olan günah mağrifet olunabilir. Ve bu cihetle bu ceraimde setir evlâdır. Zinaya isbatta dört şâhid şartı da bununla alâkadardır. Maamafih burada pek mühim bir nokta vardır. Bir kişi bir zinayı görecek olursa o bir yabancının zinası olduğu takdirde kendisine bir ar teallûk etmiyeceğinden setri evlâ olur. Fakat zevcesi olduğu takdirde ar gelir, nesebi bozulur, sabredemez, o halde başka şâhid bulmak da müteazzir gibidir. Bundan dolayı burada şöyle bir suâl vaki'dir : Rivayet olunduğu üzere kazf âyeti nâzil olup kıraet buyurulduğu zaman Ensardan Sa'd İbn-i Ubade ve Âsım İbn-i Adiy, birisi ayağa kalkıp «bir adam karısıyle birisini görse ne olacak. Da'va etse seksen vurulacak ve şehadeti reddedilecek, fiskına hukmolunacak, vurup öldürürse katlolunacak, sükût etse gayz edilecek şey'e sükût etmiş olacak, dört şâhid bulup getirinciye kadar ise işini bitirecek, fethet Allah’ım! Dedi». Çıkar çıkmaz damadı Hilal İbn-i Ümeyye veya Uveymir kendini karşıladı, ne var dedi. Şer var, zevcemi Şüreyk İbn-i Semhâ ile buldum dedi ki, ammi zadesi idi. Vallahi dedi bu benim sualim, ne çabuk mübtelâ oldum. Binaenaleyh ikisi bir Resulullaha vardılar, haber verdiler. Resulullah kadını celbedip istintak etti, kadın inkâr eyledi, Eshab toplanmıştı. Zevc, evvelki âyet mucebince haddi kazfe mahkûm olacaktı gözlerimle gördüm, kulaklarımla dinledim, Allah biliyor ki, ben sadıkım, ancak hakkı söyledim, her halde Allah’ın buna bir açıklık bahşedeceğini ümid ederim diyordu. Derken Resulullaha vahiy gelmeğe başladı. Eshab bunu alametlerinden tanıyorlardı, hepsi sustular, beklediler, o vakıt şu lian ayetleri nâzil olmuştu ki, kazf ayetinin umumundan bir istisna mahiyyetinde ve bilhassa zevcelerin kendi zevcelerine kazfi hakkındadır : |
﴾ 5 ﴿