15

Şanım hakkı için Davûda ve Süleymana bir ılim verdik, ikisi de hamd o Allah’a ki,, dediler: bizi mü'min kullarından bir çoğunun üzerine tafdıyl buyurdu

(.......) Kur’ân’ın alîm bir hakîm ledünnünden verildiği tefrıyk için iyrad buyurulan ikinci kıssa olup müfsidlerin zulm-ü inkâr ile uğradıkları fena akıbetlerine mukabil muslihlerin ılm-ü fazıletle irdikleri harikul'âde muvaffakıyyetlere misal ve Enbiyanın mu'cizesi zımnında Evliyanın kerametine bir nümune gösteriyor. Acaib olan mazmununun tahkıkına ı'tina için de bilhassa kasem ile başlanmıştır.

Ya'ni şani ülûhiyyetime kasem ederim ki, Davud ile Süleymana (.......) bir ılim verdik (.......) mantukunca mülk ve hükûmet ile meşhur ve mümtaz olan Davud ve Süleyman aleyhimesselâma verilen fadlı ilâhî cümlesinden evvelemirde yalnız ılmin zikrolunması ılmin şan-ü ehemmiyyeti hepsinden yüksek olmasındandır. «Ilmen» de tenkır bunun fevkal'âde bir ılmolduğunu iş'ar içindir. Şehristanînin Milel-ü nihaldeki beyanı vechile tarihin şehadetine nazaran Anadolu ve Yunanîlerde Felsefenin zuhuru Süleyman aleyhisselâm zamanında parlayan ılm-ü hikmetin in'ıkâsından olmuştur.

(.......) İkisi de dediler: (.......) hamd, yalnız o Allah’ındır ki, fadliyle bize mü'min kullarının bir çoğundan fazla fazılet verdi - ya'ni mülk ü devletle değil, fadl ü fazıletle mütehassis olarak tahdîsi ni'met ettiler ve nâil oldukları fadl-ü fazıleti, Hukûmet ve Devleti Allahdan bildiler ve ondan dolayı medh-u ta'zîm ile hamd-ü senâ ancak onu veren Allah’ın hakkı ve Hukûmet-ü hâkimiyyet münhasıran onun şanı olduğunu bilerek hareket ve şükrünü iyfaya gayret eylediler. Ki, bu onlara verilen ılmin asârından biri oluyordu. Fir'avn Hukûmetine tekabül eden fazıletkâr bir Hukûmetin ruhunu gösteren bu (.......) fıkrasının derin zevkını duyabilenler ne mes'uddurlar. Allahü teâlâ o zâlim, cehûd, mağrur, müfsid Fir'avn Hukûmetini batırdıktan sonra Davud ve Süleymana verdiği ılm ile böyle Allah’ı bilip hamdeden bir Hukûmet fadıla yetiştirmişti.

15 ﴿