10O vakıt ki, hem üstünüzden gelmişlerdi, hem aşağı tarafınızdan, ve o vakıt ki, gözler kaymış, yürekler gırtlaklara dayanmıştı ve Allah’a türlü türlü zanlarda bulunuyordunuz (.......) O vakıt size üstünüzden ve aşağı tarafınızdan gelmişlerdi - Gatafan ve tevabii vadînin yukarısından, Şark tarafından gelmişler. «Uhud» ünyanına konmuşlardı, Kureyş de Ehabîşi Tihame ve Kinaneden tevabiiyle on bin kişi kadar olarak vadînin aşağısından Magrib tarafından gelmiş, Cürüf ile zügabe beyninde Rûmeden seyllerin toplandığı yere konmuşlardı, (.......) ve o vakıt ki, gözler kaymış - hayret ve heyecandan doğru bakamıyor, (.......) ve yürekler gırtlaklara dayanmıştı - dehşetli korku ve halecandan nefesler tıkanacaktı, müşrikler bütün reislerin kumandası altında toplanarak umumî bir taarruza karar vermişlerdi bunun için handakın en dar noktası taarruza hedef ittihaz edilmişti. Arabların Dırar İbn-i Hattab, Hübeyre İbn-i Ebi vehb, Nevfel İbn-i Abdillah, Amr İbn-i Abdivedd gibi meşhur cengâverleri atalarını sürerek handakı geçmişlerdi, bunların her biri bin adama mukabil sayılıyordu, Amr İbn-i Abdivedd «Bedr» de yaralanmış ve intikamını almadıkça saçlarına koku sürmemeye yemin etmişti. «Uhud» e gelmiş, bu kerre Handaka bayraklı olarak gelmişti, bu sıralarda doksan yaşlarında olmasına rağmen Handakı ilk geçen o olmuştu, Handak ile dağın arasında adamlariyle beraber o dar yerden atlamış, çorak yerde atları cevelâna başlamıştı. Bir kaç nefer müsliman ile Hazret-i Ali de bunlara karşı sınırı tuttu, Amir bayraklı idi, Hazret-i Ali ona «ya Amr! Senin bir âdetin vardır: Kureyşten birisi sana iki teklifte bulunsa mutlaka birini tutarsın değil mi?» Dedi, evet, dedi. Ali - O halde ben seni Allah ve islâma da'vet ediyorum. Amr - Ona ihtiyacım yok. Ali - Öyle ise inişip döğüşmene da'vet ediyorum. Amr - Vallahi ben seni öldürmek istemem, diye istihza etti. Ali - Ve lâkin ben seni öldürmeyi arzu ediyorum, dedi. Bunun üzerine Amr, kızıp atından indi, bir kılıç darbesiyle atının ağını kesti, Hazret-i Aliye saldırdı, Amrin darbesi Alinin kalkanını parçalayıp alnını kanatmıştı, Hazret-i Ali mukabil bir darbe ile Amri omuzundan biçmiş, Allahü ekber diye bağırmıştı, derhal etraftan yükselen tekbir sesleri ortalığı çınlattı, Amr ile beraber bir iki kişi vurulmuştu, birini Hazret-i Ali öldürmüş, birine de bir ok isabet etmiş, süvarîler bozulup çekilmişlerdi, bu gün Ahzab muharebesinin en dehşetli günü olmuştu, bütün gün muharebe şiddetle gitmiş, düşman, müslimanlar üzerine ok ve taş yağdırmakta devam etmiş idi, harb üzerinden bir lâhza ayrılmağa fırsat bulamadığı için Resulullah bu gün dört vakıt namazı edaya imkân bulamamıştı, işte o gün gözler istiğraktan kaymış, yürekler boğazlara dayanıp nefesler tıkanmıştı. (.......) ve Allah’a türlü türlü zanlerde bulunuyordunuz - muhtelif zanler: kalbleri sâbit olan hâlıs mü'minler: Allah’ın dinini ı'lâ hakkındaki va'dini yerine getireceğine kani' olmakla beraber bu kerre o va'di incaz mı edecek? Yoksa kendilerini imtihan mı edecek? diye düşünüyorlar da kusur edip kaymaktan ve gereği gibi tehammül edememekten korkuyorlar, zaıyf kalbliler ve Münafıklar da (.......) diye hikâye olunacağı vechile süi zande bulunuyorlardı |
﴾ 10 ﴿