49

Ey o bütün îman edenler! Mü'minleri nikâh ettiğiniz, sonra onlara dokunmadan talâk verdiğiniz vakıt üzerlerinde sayacağınız bir ıddet hakkınız yoktur, derhal müt'alarını verib onları güzel bir surette salıverin

(.......) Sûrenin başından beri Peygambere olan her (.......) nidasını, mü'minlere bir (.......) nidası velyeylemiştir. Bu suretle bu Sûrede de bir Peygambere bir ümmetine, bir Peygambere bir ümmetine hıtab eden beş (.......) altı (.......) nidası tevalî etmiştir.

(.......) Mü'minleri nikâh ettiğiniz, - kitabiyyelerde de huküm böyledir. Fakat mü'minlere yaraşan mü'minleri nikâh etmek ve maadadan soyunu sıyanet eylemek olduğunu anlatmak için yalnız mü'minat zikredilmiştir. (.......) sonra da onları kendilerine dokunmadan boşadığınız vakıt - dokunmaktan murad duhuldür. Ancak halveti sahiha, ya'ni hiç bir mani'siz tenha kalmak da o ma'nâdadır. Çünkü gizli şeylerin alâmeti zâhiresi o şey makamına kaim olur. Binaenaleyh halveti sahiha veya mücamcat olmaksızın mücerred temass olursa dokunulmamış sayılır (.......) sizin için onlar üzerinizde saydıracağınız bir ıddet hakkınız yoktur. - Bundan anlaşılır ki, kadınların ıddet beklemesi esas i'tibariyle kocalarının bir hakkıdır. Onun suyunun muhafazası içindir. O sebeble bir hakkı şeri'dir. Onun için duhul, vakı' olmayınca o hak sabit olmaz. (.......) derhal kendilerine müt'alarını verin - Sûre-i «Bakare» de geçtiği üzere müt'anın vücubu, mehir kesilmediği takdirdedir. Mehir takdir edilmiş ise onun yarısı lâzım gelir, maamafih bu âyetin ıtlakına nazaran o surette de mut'a vacib değil ise de müstehabb olduğu hakkında Hanefiyyece bir rivayet vardır. Müt'anın ta'rifi hakkında Sûre-i «Bakare» de (.......) bak.

49 ﴿