20

O esnada şehrin tâ ucundan bir er koşarak geldi, ey hemşerilerim: dedi: uyun o gönderilen Resullere.

(.......) o esnada Medînenin aksasından bir er - bu er, bu kahraman fedaî, bu büyük mücahid, bu güzel vâız, doğru Cennete giden ve Allahü teâlânın bilhassa ikramına mazher olan bu sevgili şehîd, sahib Habîbi neccar diye ma'ruftur.

MEDİNE, şehir demektir. Medinenin aksası, şehrin en ucu, ta öte başı demek oluyor ki, Resullerin tebliğatı ve onlara karşı edilen muamele şehrin her tarafından işidilmiş, belâğa mübîn yapılmış idi. Bu Medine de Antâkyedir diyorlar ve o zaman büyük ve geniş bir şehr olduğunu söylüyorlar, maamafih Medinenin aksasından demek o memleket ricalinin en ileri gelenlerinden bir zat ma'nâsını da andırır. Resullere sui kasd edilmek üzere bulunduğunu haber alıp bu zat-geldi (.......) koşuyordu - ya'ni koşarak geldi, ehli îmana nümune olmak, irşad etmek için bütün cehdiyle çalışıyordu. Bakınız kısaca ne güzel nasıhat etti (.......) ey benim kavmim: ey hemşehrilerim dedi (.......) muyun o gönderilen Resullere uyun: dedikleri yola gidin - demek evvelâ hemşerilik şefakatini ileri sürerek nasıhati takdim ve onların Resul olduklarını ıhbar ile iymanını ızhar eyledi, esbabı mucibesini de şu te'kid ile izah eyledi:

20 ﴿