37Bir âyet de onlara gece, ondan gündüzü soyarız bir de bakarlar ki, karanlığa dalmışlar (.......) bir âyet de onlara gecedir. - Mekânda tecellî eden kudreti ilâhîyyeyi ıhtardan sonra bununla da zamanda tecellî eden kudreti rabbaniyyeye işaret buyuruluyor. Şöyle ki, (.......) ondan gündüzü yüzeriz -selh kelimesi biri diğerinin lâzımı iki ma'na ile kullanılır: soymak, çıkarmak: (.......) denilir. Koyundan deriyi yüzdüm, soydum, giderdim demek olur. Diğerinde ise (.......) koyunu deriden soydum denilir. Açtım meydana çıkardım demek olur. Türkçemizde de elmayı soydum yâhud elmanın kabuğunu soydum dediğimize göre biz de soymak kelimesinde bu iki sureti farklı farksız kullanıyoruz demektir. Burada her iki ma'nâ ile de tefsir edilmiştir ki, ikisi de doğrudur. Evvelkine göre geceden gündüzün yüzülmesi bir kurbanın derisi yüzülüyormuş gibi muhîttan zıyanın sıyrılıp sönmesiyle ademi aslîyi ıhtar eden karanlığın zuhuru, ya'ni akşam olmak hâdisesi demek olur. Ki, (.......) derken bir de bakarlar ki, onlar karanlığa dalmışlardır. - Kavlinde ta'kıyb ve müface'e bu ma'nâda zâhir olduğundan ekser müfessirîn bu vechi ıhtiyar etmişlerdir. Bu surette gece yalnız bir inzar âyeti olarak ıhtar edilmiş olur. İkinci ma'nâya göre ise geceden gündüzün yüzülmesi karanlık içinden aydınlığın çıkarılması, ya'ni sabah olmak hâdisesi olmuş oluyor, ki, bunda ölülere hayat vermekten nümune olan bir neş'ei tebşir vardır. Netekim geceler gebedir denilir. Buna göre (.......) yine ayni günün âhırı geceye varacağını göstermiş olur. |
﴾ 37 ﴿