17İslâma girdiklerini senin başına kakıyorlar, de ki, islâmınızı benim başıma kakmayın, belki sizi îmana hidâyet buyurduğundan dolayı Allah sizin başınıza kakar, eğer sadıksanız (.......) müsliman olduklarını sana karşı mennediyorlar - sana bir minnet sayıyorlar, başına kakıyorlar, seni minnetdar etmek istiyorlar. MİNNET, o ni'mettir ki, onu veren verdiği kimseden hiç bir sevab istemez, yalnız onun ihtiyacını kesmek ister ki, bu ebedî şükre değer büyük bir ni'met olur. Veren hiç bir karşılık beklemediği ve hiç bir şey yapmamış gibi kesip attığı için alan kimse ebeden minnetdar kalır. Öyle ni'met cana minnet kesilir. İşte fi'len böyle bir nı'met ile minnetdar etmeğe menn denildiği gibi onu hisaba alıp söylemeğe, ya'ni başa kakmağa da menn etmek, minnet saymak denilir. İkisi de kesmek ma'nâsına (.......) den me'huzdur. İn'am fi'li ihtiyacı keser, söylemek de ni'meti keser ve şükrün kesilmesini ıktiza eyler. Lâkin Râgıb, bu menn-ü minnetin evzandan olan batman ma'nâsına (.......) den me'huz olduğuna kail olarak der ki, minnet ni'meti sekîle demektir. Ve bu iki vechile söylenir: Birisi fı'l ile olur. Fülân Fülâna menn etti denir ki, ni'met ile ağırlaştırdı, ya'ni çok ni'met verdi demektir. (.......) hep bu ma'nâyadır. Hakîkatte bu ancak Allahü teâlâdan olur. İkincisi de söz ile olur, o ağırlık lâf ile verilir ki, insanlar arasında bu çirkin sayılır. Meğer ki, küfranı ni'met halinde ola, ve çirkin olduğu için (.......) minnet iyiliği yıkar» denilmiştir. Küfran halinde söylenmesi iyi düşeceğinden dolayı da (.......) ni'met nankörlükle karşılanınca minnet güzelleşir» denilmiştir:(.......) kavli ilâhîsinde onlardan olan minnet kavl ile, Allahdan onlara olan minnet de fı'l iledir ki, onlara hidayetidir (.......) «Râgıbın bu son sözü câyi nazardır. Burada Allahü teâlânın onlara menni hidâyet ni'metine karşı küfran halinde hasen olan kavlen ıhtar ma'nasında olmalıdır. Zira fı'l ile minnet ve hidâyette inzar ma'nâsı yoktur. Halbuki bu menni ilâhî nehiyden sonra bir inzar siyakındadır. (.......) de ki, islâmınızı bana minnet saymayın: benim başıma kakmayın (.......) belki Allah size menn eder. - Ya'ni menn sizin hakkınız değil, bil'akis Allah’ın hakkıdır. Siz müsliman olduk diye başa kakarsanız doğrusu Allah size minnetinin ağırlığını yükletir, ni'metini başınıza kakar. (.......) çünkü sizi îmana hidâyet buyurmuştur (.......) eğer sadık iseniz - ya'ni (.......) demekte doğru iseniz dediğiniz gibi hakıkaten mü'min, sâdık müsliman iseniz, îman çok büyük bir ni'met, buna hidâyet Allahdan bir minnet olduğu için siz buna şükretmeyip de onu Peygamberin başına kakarsanız Allahü teâlâ bu hidayete karşı küfranınızdan dolayı sizin başınıza kakar, hıtabı ıtabının ağırlığı altında ezer, ni'metini keser. |
﴾ 17 ﴿