8

De ki, haberiniz olsun o kaçıp durduğunuz ölüm muhakkak gelip size çatacak, sonra, o bütün gayb ve şehadeti bilene iade olunacaksınız da o size neler yaptığınızı haber verecektir

de ki, haberiniz olsun o sizin kaçıp durduğunuz ölüm her halde size gelip çatacaktır. - Kaçmakla ondan kurtulamıyacağınız gibi ölmekle de kurtulacak değilsiniz (.......) sonra o âlimil'gaybi veşşehadeye redd olunacaksınız - bidayeten sizi yaratmış bütün mevcudiyyetinize malik iken sizler firarî köleler gibi onun mülkünden, emr-ü hukmünden kaçmak istiyerek gizli ve açık ısyanlar yaptığınız hak mevlânız olup bütün gayb-ü şehadeti bilen ve binaenaleyh kendisine hiç bir şeyin gizli kalmasına imkân bulunmıyan Allahü teâlânın huzuruna redd-ü iade olunacaksınız da (.......) o size bütün yaptıklarınızı haber verecek - kitabından ve verdiği ılimlerden neleri tahrif ettiğinizi, neler gizleyip neleri açıkladığınızı yüzünüze vuracak ve ona göre cezanızı verecektir. Mevt ile bedenin fenasından sonra şuur ve temyiz ruhu olan nefsi natıka Sûre-i Zümerde (.......) âyetinde geçtiği üzere doğrudan doğru Allahü teâlânın kabzında kalacaktır ki, ölümden sonra bekayı ruha kail olanların maksadı da budur. Burada bilhassa âlimül'gaybi veşşehade ismiyle ılim sıfatına redd-ü irca' tasrih edilmiş olmasına nazaran bir insan hakıkatının şehadet âleminden gayb âlemine intikali demek olan bu rücuun «vücudi - ılmî» ile huzuri hakta tehakkuku haysiyyetine tenbih olunmuş demektir. Demek ki, âlemi gayibden âlemi şehadete geçmiş olan bir insan mevt ile yine âlemi gaybe döndüğü zaman bütün hakıkati Dünyadaki ömrünün evvelinden âhirine kadar bâtın ve zâhirinde husule gelen iyi veya kötü bütün ef'al ve a'malinin hasılesi olarak âlimil'gaybi veşşehade olan Allahü teâlânın ılminde hiç bir noktası gaib olmaksızın hâzır ve mütehakkık bulunacak ve ona göre mücazat veya mükâfatını görecektir. Gerçi bir insan vefat ettiği zaman onun ruhan ve bedenen muhîtinde bırakmış olduğu âsar ve intibaatın bir kısmı onu tanıyan insanların, alâkadarların hafızalarında, daha geniş bir kısmı da da kiramen kâtibîn olan Melâikenin kaydetmiş oldukları defteri a'mal ile ılim ve hıfızlarında kalır ise de bunun ikisi de onun bütün hakıkati insaniyyesini muhît değil az çok zâhire çıkmış olanlara aiddir. Sûre-i (.......) âyetinde geçtiği vechile nefsi insanînin a'makında cereyan eden gizli vesveseler gibi nice hafayâsı vardır ki, onları yalnız (.......) olan âlimil'gabi veşşehadenin ılmi ihata eder ve onun için insanın bütün hakıkatiyle rücuu yalnız Allah’adır. Ve o suretle insanlar Hak teâlânın huzuruna bütün hakıkatleriyle haşre ıhzar olunarak hisaba çekilecekler ve ömürlerinin hasılası olan ruhanî ve cismanî. Mecmu amellerinin tartısına göre mücazat ve mükâfat göreceklerdir.

Bunun için bu beyandan sonra mü'minlere hıtaben buyuruluyor ki,

8 ﴿