10Sonra da namaz kılındımı Yer yüzünde dağılın da Allah’ın fazlından nasîb arayın ve Allah’ı çok zikredin ki, felâh bulabilesiniz. Sonra namaz kılınıp bittiğinde - ki, farz olan Cum'a namazı hiç hılâfsız iki rek'attir. Hazret-i Ali ve Aişeden vârid olan eserlerde hutbeden dolayı kasr edilmiştir. Bununla beraber öğlenin sünnetleri gibi Cum'anın da sünnetleri vardır. İbn-i Mâce İbn-i Abbastan: Hazret-i Peygamber sallâllahü aleyhi ve sellem Cum'adan evvel dört rek'at kılar ve bunlardan hiç birini ayırmazdı. Abdullah İbn-i Ömerden: Cum'ayı kıldıktan sonra gider evinde iki rek'at kılardı ve derdi ki, Resulullah böyle yapardı. Sâlim babasından: Hazret-i Peygamber sallâllahü aleyhi ve sellem Cum'adan sonra iki rek'at kılardı. Ebû Hureyreden: Resulullah buyurdu ki, Cum'adan sonra kıldığınızda dört rek'at kılınız. (.......) Demek ki, evvelâ Cum'anın dört rek'at ilk sünneti vardır ki, hatîb hutbeye çıkmadan kılınır. Farzdan sonra da iki veya dört rek'at son sünneti vardır ki, bunları evinde kılmak efdaldir. Âyette zâhir olan farzdır. Bununla beraber sünnetler de farzın mükemmili olmak i'tibariyle ona mülhak olduklarından sünniyyet hukmiyle tebean dahil olurlar. O edâ olunup bitti mi? (.......) O vakıt Arzda intişar ediniz - ya'ni namaz kılındıktan sonra me'zunsunuz gidebilirsiniz, artık arzu ettiğiniz yere dağılınız (.......) ve Allah’ın fazlından talebde bulununuz - ki, bu gerek kesb ve ticaret, gerek ılim, gerek ziyaret, gerek ıbadet, gerek istirahat olabilir. İbn-i Merduyenin rivayetinde İbn-i Abbas Hazretleri demiştir ki, Dünya talebine dair bir şey ile emrolunmadılar, ancak hasta yoklamak, cenazeye gitmek, Allah için din kardeşini ziyaret etmek gibi şeylerdir. İbn-i Cerîr bunu Hazret-i Enesten de merfuan rivayet etmiştir. Mekhûl, Hasen, Sa’îd ibdi Müseyyeb Hazarâti ise talebi ılim demişler, ba'zıları da kazanç demişlerdir. İşbu (.......) emirleri esahhı kavle göre ibaha içindir. Binaenaleyh namaz kılındıktan sonra hemen çıkmak vâcib olmayıp mescidde kalmak da mubah olur. Âlûsî der ki, Dahhâk ve mücahidden de böyle rivayet olunmuş ve Buharî şerhinde Kirmanî bunun hakkında ittifak bulunduğunu nakleylemiş ise de onda nazar vardır. Çünkü serahsî vücub veya nebd için denildiğine dair de kavil hikâye eylemiştir. Ebû Ubeyd ve İbn-i Münzir ve Taberanî ve İbn-i Merduye Abdullah İbn-i Büsri harranî de şöyle tahric etmişlerdir: dedi ki, Peygamber sallâllahü aleyhi ve sellem Hazretlerinin sahibi Abdullah İbn-i Büsri Mazinîyi gördüm. Cum'ayı kılınca çıktı, çarşıda bir sâat dolaştı, sonra mescide döndü, Allah’ın dilediği kadar namaz kıldı, ona bunu niçin yapıyorsun denildi «Seyyidi mürselîn sallâllahü aleyhi ve sellem Hazretlerini böyle yaparken gördüm» dedi ve bu âyeti okudu (.......) İbn-i Münzir de Sa’îd İbn-i Cubeyrden şöyle tahric etmiştir: dedi ki, Cum'a günü mescidin kapısından çıktığında bir şey'e pey sür de istersen alma. Nedib kavli ondan da menkuldür (.......) Fakat ılmi usulde beyan olunduğu üzere (.......) gibi mahza ıbadin lehine olarak vârid olan emirlerde aleyhe tehavvül ile nakzı mevzu' lâzım gelmemek için ibaha asıl olduğuna göre bu (.......) emirleri de böyle olmak gerektir. Ve bu yalnız hazrdan sonra olduğu için değil, lehten aleyhe kalbi mevzu' lâzmı gelmemek içindir. Yoksa emir, hazrdan sonra da vücub ifade edebilir. Maamafih o ruhsat ve ibaha ile beraber şu emr nedb-ü teşvık için olmak yaraşır. (.......) ve Allahi çok zikr edin - ya'ni dağılıp çıkdığınızda da Allah’ı unutuvermeyiniz de gerek intişar ve ibtiga esnasında ve gerek sonra ve gerek evvel Allah tealayı esmai husnasiyle çok çok anın. Emirlerinin iyfasına muvaffak kıldığından dolayı hamd-ü şükretmek, Kur’ân okumak, nafile namaz kılmak ve sair ibadatta bulunmak, âlâ-ü eltafını tefekkür etmek gibi vesîlelerle namı ilâhîsini gerek kalbiniz ve gerek dilinizle yadedin (.......) ki, felâh bulabiliseniz. - Büyük murada iresiniz. |
﴾ 10 ﴿