8O halde tanıma o yalan diyenleri (.......) artık itaat etme o tekzib edenlere - bu hakıkatleri tekzib eyliyen, yalan çıkarmağa çalışarak yalancılık eden ve sonunda kendilerini tekzib edecek olan münkirleri dinleme, tanıma, sözlerini tutma, sevketmek istedikleri yanlış yola gitme, haksızlıklarına, ısyanlarına rağmen vazîfene, o büyük ahlâkın tatbikatına devam eyle. Fai cezaiyyenin delâletiyle yukariki te'minâtın ilk neticesi olan bu nehiy, Allah yolunda yapılacak vazîfenin başlangıcını beyan eden öğüddür. Evvelen ve bizzat Peygambere hıtab olmakla beraber Sûrenin âhirinden anlaşılacağı üzere dolayısıyla bütün ukalâ âlemlerine öğüddür. Ya'ni hak yolunda ilk işin bu olsun. Hakkı tanımıyan, cezasına inanmıyan münkirleri tanıma, sözlerini tutma, yalanlarına aldanmaktan, düşecekleri akıbete düşmekten sakın, herşeyden evvel uyanık ve samîmî ol, temizlik, dürüstlük her kemalin başıdır. Gerçi ahlâkın büyüklerinden birisi de semahattır, keremdir. Fakat hılim, kerem ve semahat, haksızlığı tervicde, ciddiyyetsizlikde, müdahenede değil, nezahette, samîmîyyette, şehamette ve onların netaicine sabr-u tehammül ile feyz-u terbiye neşretmektedir. Şunu da bilki sana mecnun diyen, aldanmış diyen sapık diyen, öyle yalan neşreden o yalancılar onu samîmîyyetle değil, garazkârlıkla söylediler. Zira |
﴾ 8 ﴿