14

Mal sahibi olmuş ve oğulları var diye

(.......) mal sahibi olmuş ve oğulları var diye - ya'ni servet kazanmış ve kuvveti var, belki bir istifade olunur veya şerrinden sakınılır diye itaat etme, başka bir sebeble itaat edilmiyeceği evleviyyetle bellidir. Aklı olan ve onların ahlâkında bulunmıyan bir kimsenin onlara başka bir sebeble itaat ve tenezzül etmesine ihtimal yoktur, şu kadar ki, servetinden veya kuvvetinden şahsî veya gayri şahsî bir istifade veya zararından tevakkî maksadıyle müdaheneyi muvafık görenler bulunabilir. Fakat şahsî istifade maksadı güdenler onlar da dahili mehîn veya zenîm demek olacağından burada bu ihtimal sakıttır. Olsa olsa bir hayra yaramak veya şerlerinden korunmak ümidi kalır.

Halbuki onlar hayır ehli değil, hayır engelidirler. Kendi çıkarlarını gözetmeden, istedikleri gibi sürüklemeği kurmadan bir habbe vermezler. Şerlerinden korumak için öylelere müdahene edenler kendilerini daha büyük bir şerre teslim etmiş olurlar. Büyük ahlâk ise bir çok ezâlara, cefalara, yoksulluklara katlanır, sabr-u tehammül eder de onlara itaat ve müdahene etmeğe tenezzül etmez. Hak yolunda hayır kapıları açılabilmek için evvel emirde o mani'alara göğüs germeğe çalışır. «Her kim bir zengine mücerred malından dolayı ta'zîm ederse dîninin üçte ikisi gider» mealindeki bir Hadîs-i şerif de bu âyetin bir mazmunudur.

(.......) demektir. Bunun rabtında da bir kaç vecih vardır. Birisi makabline merbut olup beyan ettiğimiz vechile yukarıdaki (.......) emrine müteallık olmasıdır. Birisi de zenîme veya hallâftan zenîme kadar tenâzu' üzere hepsine müteallık olarak ılleti gaiyyelerini de göstermiş olmasıdırki onlar nihayet mal ve oğullar sahibi olmak için onları irtikâb ederler demek olur. Birisi de maba'dine aid olmak üzere mukaddere veya gelecek (.......) ye müteallık olmasıdır. Bu surette ma'na şu olur: onlardan birisi mal ve oğullar sahibi olduğu için mağrurlandı, burnunu şişirdi de

14 ﴿