16

Ve ondan gâib olmıyacaklardır

(.......) ve onlar ondan gaib olmıyacaklardır. - Dâima ve ebediyyen onun içinde kalacaklardır. İşte o hılkatin, o ılmin, o yazının, o hıfzın neticesi ebrar ile fuccarı böyle ayırd ederek ebrarı Naîme, fuccarı Cahîme gönderecek olan ebedî cezadır. İbn-i Kutebyenin kitabül'imamesinde tafsili mezkûr olduğu üzere nakl olunur ki, Süleyman İbn-i Abdilmelik, Mekkeye giderken Medîneye uğradığında ekâbirden Ebû Hâzimi getirtmiş onunla, bir muhasebede bulunmuş idi. Ebû Hâzim ona hayli acı nasîhatler etmiş, nihayet aralarında şu suâl ve cevab olmuştu:

Süleyman - Ya Eba Hazim! Yarın Allah’a varmak nasıl olacak?

Ebû Hâzım - Amma muhsin, seferinden ehline gelen gâib gibi ve amma müsî mevlâsına gelen kaçak gibi.

Bunun üzerine Süleyman ağladı da bilse idim Allah yanında bize ne var? Dedi.

Ebû Hâzim - Amelini kitabullaha arz et.

Süleyman - Kitabullahın neresinde?

Ebû Hâzim - (.......)

Bu ıhtardan sonra o ceza gününün dirayet ve kıyas ile tahmini kabil olmıyan azamet ve dehşeti haber verilmek üzere buyuruluyor ki,

16 ﴿