4

Ki, sizin sa'yiniz dağınıktır

(.......) Sizin sa'yiniz müteşettittir. -

Ya'ni mesaîniz birbirini tutmaz surette müteferrîk, dağınık, nizamsızdır. Halbuki hayat ve felâh nizami tevhid ile teavün ve ictimaa merbuttur. Netekim (.......) buyurulmuştur.

Yâhud saîleriniz çok farklıdır. Kimi iyi çalışır, kimi kötü, kimi yüksek, kimi aşağı, kimi imanlı, kimi imansız.

ŞETTÂ, (şetît) in cem'i olup müteferrık, dağınık, perâkende ve perişan ma'nasınadır.

Müfessirîn burada bunu hukümleri muhtelif, birbirinden uzak, kimi îman ve itaat ve hasenât gibi hayr-ü hidayet, kimi küfr-ü ısyan ve seyyiât gibi şerr-ü dalâldir mealinde tefsir etmişlerdir. Çünkü gayeleri, hukümleri muhtelif olan sa'ylerin hasılı ayrılık, perişanlıktır. Hayra koşan şerre koşandan elbette ayrılır. Bu surette ma'nâ (.......) âyetleri mazmununa raci' olur. (.......) mazmununa göre ıhtilâf ve ittifak ile mülâhaza da mümkindir. Bununla beraber asıl murad, cahiliyyette olduğu gibi teşettüt ve tefrikanın kendisinden tahzir ve gönüllerde fikri tevhid ile amellerde intizama sevkolmak daha zâhirdir. Zira sa'yde teşettüt ve perişanlık yekdiğerini nakız olmak ıtibariyle haddi zatinde ataletten daha fena olan boşuna bir teab ve ictinab lâzım gelen bir şerdir. Bunun menşei de nefislerde muhtelif gayelere şirk hevâ ve teşehhiyâtın ıhtilâfiyle gönüllerin küfr-ü birliğine hakkıyle îman edememekten münbais olan bu hal ise ferdin de cem'ıyyetin de perişanlığıdır. Netekim

bu ma'na: Sûre-i Hacda (.......) ve Sûre-i İbrahimde (.......) âyetleriyle tavzîh olunmuştur. Şu beyan, teşettütü tafsildir denilmiş ise de söylediğimiz gibi (.......) mazmunu üzere zıddına terğıb ile teşettütten tahzir için hukümlerini tafsîl olması bizce daha muvafıktır:

4 ﴿