4

Derken savurup da bir toz duman

(.......) derken o dem, bir toz duman savurmuşlardır. -Bu cümle-i fi'liyye evvelki ismi fâ'illerin delâlet eyledikleri fi'iller üzerine ma'tuftur. Zira ismi fâiller üzerindeki (.......) ler ismi mevsul olduğundan dolayı sıleleri fi'il ma'nasındadırlar, Onun için hâsıli ma'na (.......) demektir. Ancak bunun burada sarîh fi'le tahvîli bir nükte ister ki, o da maksadın bu lâhzada tehakkukuna işaret olmalıdır. (.......), ıhtiyar, şuru' ve tetebbü' ma'nalarına eserden olmak dahi mümkin ise de severân ettirmek, ya'ni tehyic edip savurtmak ma'nasına «isâre» den olarak tefsîr edilmiştir. Zâhir olan da budur. (.......) zamiri sabah vaktına râci'dir.

NAK'AN, lügatte toz ve birikmiş su ve haykırmak veyâ kayırtmak ve katl etmek ma'nâlarına gelir. Burada en ziyade gubar, ya'ni toz ma'nasına tefsîr edilmiştir ki, akın esnasında savrulan toz duman demektir. Bu evvelce koşu esnasında da savrulmuş ise de iyrâ gündüz görülmeyip gece göründüğü gibi bu da gece görülmeyip gündüz zâhir olduğu için sabah vaktı zikredilmiştir. Bu suretle evvelki kadh-u iyrânın da gece vaktı olduğuna işaret olunmuştur. Bundan başka bu toz, sonradan barutun keşfine de işaret olabilir. Bununla beraber «nak'an» muhtelif ma'nalarına nazaran hücûm esnasında feryadlara, dökülen terlere ve kanlara da delâlet ve iymadan da nalî değildir

4 ﴿