3

Ne bildirdi ki, sana; nedir o karia?

(.......) ne bildirdi sana ki, nedir o Karia -buyurulması da onun hakikati halkın ılmi dâiresinden haric, ya'ni fi'len görülmedikçe şiddet ve dehşetinin azametini hiç kimsenin hattâ Peygamberin bile dirayetle bilemiyeceğini ıhtar etmek suretiyle o tehvil te'kid ve takviye olunmuştur. Zamir ile ifade edilmeyip de karia isminin üç def'a ızhar ile tekrar olunması da o tehvili terbiye ve takrir içindir. Bundan dolayı Râzînin zikrettiği vechile bir takım müfessirîn (.......) nın i'rabı tahzir babından olduğuna kail olmuşlardır. Çünkü «sakın kendini, arslan var arslan» ma'nasında (.......) diye tahzir nasb ile de, ref' ile de câizdir. Buna göre ma'na: Sakının kendinizi Karia var, çok korkunc Karia, öyle ki, onun ne büyük Karia olduğunu görmeyince dirayetle bilemezsiniz demek olur. Bunun aslı (.......) fi'linin mef'ulü olarak nasıbdan mübeddeldir. Diğer bir kısım müfessirîn de (.......) size karia gelecek, çok dehşetli Karia, ma'nasına olduğunu söylemişlerdir. Fakat fi'il takdirine hacet olmıyarak «elkaria» doğrudan doğru mübteda, «melkaria» da haber ve mübteda olarak cümlesi onun haberi olmak ve tahzir ve tehvil fahvayı kelâmdan anlaşılmak yukarıki Sûreye nazaran da, gösterildiği vechile, mukadder suâlin cevabı olmak daha zâhir ve daha müreccahtır.

3 ﴿