11Kızışmış bir ateş (.......) bir narı hâmiye dir. -ya'nî şiddetli, kızışğın bir ateş, Bundan sonraki surede cehim diye zikrolunacak olan Cehennem ateşi daha sonra Hümeze suresinde tarif olunacak olan Allah ateşidir. Kamusta (.......) Cehennemin isimlerindendir. Yukarıdan aşağıya düşmek, sukut etmek manasına hüviy ve heveyandan müştak ismi fâil olarak sakıt manasına gelir ve cevviheva gibi içi boş, derin, düşüldükçe düşülür engin uçuruma, mehvat gibi sukut mahalline denilir. (.......) çukur demek olduğu gibi hâviye de mütemadiyen aşağı doğru düşen uçurum, veya uçuruma düşen demek olabilir. Bu manadan Cehenneme ism olmuştur. Ve âlûsînin nakl ettiği vechile denilmiştir ki, ona hâviye ıtlak edilmesi gayet derin olmasındandır. Bazıları da narın en aşağı kapısına tahsıys etmişlerdir. İncil tercemelerinde de haviyeye tesadüf olunur. Ümmi hâviye denilmesine gelince: bunda işaret ettiğimiz vechile üç mana söylenmiştir. BİRİNCİSİ; ümm, ana manasından me'va, ya'nî varılacak, kucağına sığınılıp barınılacak yurd ve yatak manasına istiare tarikıyle mecazdır. Zira ana kucağı çocuğun sığınıp barınacağı ilticagâhı olmak hasebiyle me'va ona teşbih edilmiştirki bunda pek acıklı bir tehekküm vardır. Nihayet sığınıp varacağı en şefekatli anası, hâmisi, kızgın ateş olan hâviyeden ibaret bulunan bir kimsenin halindeki felâket ve fecaatin şiddet ve azametini teemmül etmeli: İKİNCİSİ; Arablar, bir kimsenin helâkine duâ makamında kinaye tarikıyle (.......) derlerki anası ağlayıp düşesi, bayılası demek gibidir. Zîra bir kimse düştüğü, helâk olduğu zaman anası ağlar, merakından düşer bayılır. Bu bizim anası ağlasın, yâhud anası ağladı, yâhud anası ağlayasıca tabirlerimizi andırır. Maamafîh kahrolası, Allah canını alası (.......) duâları gibi (.......) duâsı da her zaman vukuu matlûb olan duâlardan olmayıp teaccüb ve takdir ve medh için de söylenir. Netekim kâ'b İbn-i sa'di ğanevînin şu beyti bu kabîlden olarak maruftur: Hamasenin şu beyti de o kabildendir. İşte Katadeden bir rivayet olarak merviy olduğu üzere bir çok müfessirîn: (.......) işbu hevet ümmühu tabirinden olduğunu söylemişlerdir. Sahib Keşşaf ve Müfredatta Râgıb bunu tercih eylemişler. Sahibi Keşif bunun (.......) kavline tıbak san'atını havî olması itibariyle daha güzel, daha bedi' olduğunu söylemiş, Taybî de buna azher demiştir. Bu manada ümm, hakikaten ana demek olduğu gibi hâviye de Cehennemin ismi değil, sakıta ma'nasına demektir, Ya'ni anası düşmüştür demek olup bununla Karia helâk-ü ukubetinin şiddetinden kinaye edilmiş olur. Bunun inceliğinde şübhe yoktur. Lâkin bu surette «mâhie» zamiri «haviye» ye raci' olmayıp kelâmın medlûlünden anlaşılan, ya'ni anasını ağlatan «dâhiye» ye raci' olmak lâzım gelir. Halbuki evvelki ma'nada hâviyeye rucu'u zâhir, istiare i'tibariyle mübaleğa belâgatı de şübhesiz olduğu için daha vâzıhtır. ÜÇÜNCÜSÜ; yine Katâdeden ve Ebî Salihten ve Ikrime ve Kelbî ve saireden merviy olduğu üzere ümm, ümmi dimağ ve ümmi re's, ya'ni başından beyninin aslı ve kökü ma'nasına olmaktırki bu surette hâviye, Cehennem demek de, ona sakıta demek de olabilir. Ya'ni beyninin kökü hâviye olmuştur. Yâhud tepetaklak hâviyeye yuvarlanmıştır demek olur. Çünkü tepesi aşağı olarak Cehenneme atılacaktır. Binaenaleyh «mahiye» zamirinde de iki vecih ceryan eder. Nar, «hiye nârün» takdirinde mübtedai mahzufun haberidir. HÂMİYE, ya'ni şiddeti hararet ma'nasına «hami» den kızgın, kızışgın demektir. (.......) furun kızıştı demek olduğu gibi (.......) güneş ve ateş kızıştı hararetleri şiddetlendi demektir. Masdarı hamyen ve humyen ve humüyyan gelir. ateş zaten kızgın demek iken nar denildikten sonra bir de hamiye diye tavsîfi, sair ateşlerin buna nisbetle sanki hamiye değil, soğuk imişler gibi hafif kalacaklarını iş'ar eden bir teşdiddir. İşte o Kariada mîzanları hafif gelenlerin akıbeti budur (.......) |
﴾ 11 ﴿